5. Hukuk Dairesi 2020/7267 E. , 2021/9201 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davasının kabulü ile, birleştirilen imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkin olarak açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davacılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 22/06/2021 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine, birleştirilen dava imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkin olarak açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak, davanın kabulüne, birleştirilen ek davanın reddine karar verilmiş hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar yasa hükümlerine uygundur. Arsa niteliğindeki ... Mahallesi 1175 ada 106 parsel sayılı taşınmaza 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu itibarla davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin ek davanın reddine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, mahkemece ek davanın; taraflardan yalnız birinin temyiz etmiş olduğu hüküm, temyiz eden tarafın aleyhine bozulamayacağı kuralı yani aleyhe bozma yasağı gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmıştır. Ancak;
Kamu düzenine ilişkin hususlar aleyhe bozma yasağının istisnası olarak kabul edilmektedir. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır (9.5.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E-2004/19 K. sayılı kararı).
Bu itibarla; mahkemece verilen ilk kararın; davalı idarenin temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sırasında; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün 29824 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 12. maddesi uyarınca inceleme yapılmak üzere bozulduğu gözetildiğinde; bu durumda artık usuli kazanılmış hakka göre değil, yeni yasa ile oluşan duruma göre ek davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekillinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcı ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.