15. Hukuk Dairesi 2021/3680 E. , 2021/2976 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada tapu iptali, tescil ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm asıl davada davacı birleşen davada davalı...Tic. Ltd.Şti. vekilince duruşmasız, davalılar birleşen davada davacılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 12.01.2021 gününde davacı vekili Av.... ve davalılar vekili Avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasındaki asıl ve ek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalı arsa sahiplerine hataen fazla inşaat alanı verildiğini ve bu nedenle yüklenicinin zarara uğradığını, ayrıca yükleniciye verilmesi gereken 5 no.lu bağımsız bölümün verilmediğini ileri sürerek, 5 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, paylaşım krokisindeki hatadan dolayı, sözleşmeye aykırı olarak davalılara fazladan verilmiş olan 402,65 m² yönünden davalılara devredilen 3 – 4 – 8 – 14 – 18 – 19 – 21 – 24 – 25 no.lu bağımsız bölümlerde davacının payı kadar her bir taşınmaz tapusunun iptali ile davacı adına payı oranında tesciline, tescil yönündeki taleplerinin kabul görmemesi halinde 5 no.lu bağımsız bölüm yönünden 200.000,00 TL, fazladan verilen 402,65 m² için 400.000,00 TL olmak üzere toplam 600.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan arsa payları oranında tahsili ile davacı şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, davalı yüklenicinin asıl ve ek sözleşmeye uygun olarak bağımsız bölümleri ve dükkanları yapmadığını, m² olarak küçük yaptığını, yükleniciye ait bağımsız bölümlerde daha kaliteli malzeme kullanılması nedeniyle müvekkili arsa sahiplerinin zarara uğradığını ileri sürerek, toplam 330.556,00 TL’nin davalı yüklenici şirket ve kefil olan diğer davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin temyizi üzerine, 23.Hukuk Dairesinin 05.03.2015 tarih ve 2014/8243 E., 2015/1351 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davacı ve birleşen dosya davalısı yüklenicinin tüm, davalı ve birleşen dosya davacıları arsa sahiplerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Eser sözleşmeleri karşılıklı borç doğuran sözleşmelerdir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi gereğince, akdin ifasını talep eden kimse kendi borcunu yerine getirmedikçe veya yerine getirmeyi karşı tarafa teklif etmedikçe alacağını talep edemez.
Birleşen davada arsa sahipleri vekili tarafından diğer talepler yanında, “davacılara verilen dairelerdeki imalatlar ile yükleniciye ait dairelerdeki imalat farklarından doğan zarar” olarak 76.800,00 TL’nin tahsili istenilmiş olup, mahkemece de bu bedele hükmedildiğinden, yüklenici şirketin borcunu tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğinden söz edilemez.
Mahkemece bu durumda birlikte ifa kuralı gereğince anılan zarar tutarının ödenmesi koşuluyla asıl davada tescile karar verilmesi gerekirken, bu kurala aykırı olarak hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı, birleşen davada davalı olan yüklenici vekilinin tüm, asıl davada davalı, birleşen davada davacı olan arsa sahipleri vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı, birleşen davada davacı olan arsa sahiplerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkeme kararının hüküm fıkrasının asıl davaya ilişkin 1 no.lu bendinin 2. satırında bulunan “...5 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile” ifadesinden sonra gelmek üzere “birleşen 2012/350 esas sayılı davada hüküm altına alınan 76.800 lira alacağın ödenmesi kaydıyla...” ibaresinin yazılmasına, mahkeme kararının değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan 3.050 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı, birleşen davada davalı olan yükleniciden alınarak birleşen dosyada davacı olan arsa sahiplerine verilmesine, peşin alınan harcın davalılar birleşen davada davacılara iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden...Tic. Ltd.Şti."den alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 24.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.