23. Hukuk Dairesi 2016/8232 E. , 2018/4007 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve karşı davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacı-karşı davada davalı şirket vekili Avukat ...geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili yüklenici şirket ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, sözleşmede bağımsız bölümlerin yarısının müvekkiline, yarısının da davalıya ait olacağının, bu paylaşım oranına uygun olarak, bağımsız bölümlerin taksiminde, seçimin davalıya, puanlamanın ise müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, davalının ise kendi seçtiği bir kısım dairelerin mülkiyetini uhdesinde tutarak, yine kendisinin seçtiği bir kısım daireleri müvekkili şirkete devrettiğini, ancak, sözleşmeye aykırı olarak, devirden önce puanlama yapılmadığını, davalının dairelerinin, müvekkilinin dairelerine nispeten daha değerli olduğunu, bu nedenle davalının, müvekkiline aradaki 1.362.500 USD tutarındaki değer farkı kadar borçlu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 USD’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacının puanlama talep etmediği gibi bir an önce dairelerin devrini istediğini, davacıya istediği dairelerin devredildiğini ileri sürerek, asıl davanın reddini istemiş, açtığı karşı davada ise, davalı yüklenici şirketin inşaatı sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim etmediğini, teslimin 35 ay gecikmesi nedeniyle 700.000 USD gecikme tazminatı alacakları bulunduğunu, ayrıca davalı şirkete elden ve banka havalesi yoluyla 275.000 USD ve 803.125,00 TL borç para verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla gecikme tazminatı için 100.000,00 TL’nin, ödünç alacağı için 150.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davacı-Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl dava konusu bağımsız bölümlerin tarafların muvafakatı ile davacı şirkete devredildiği, tacir olan davacının bu sıfatının gereği olarak basiretli davranmak durumunda bulunduğu, bu nedenle talebinde haksız olduğu, karşı davanın da yerinde görülmediği gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz etmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.