17. Hukuk Dairesi 2018/4735 E. , 2019/79 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı ... şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 20/09/2012 tarihinde davacılardan ... eşi, ... babası, ... ve ... oğlu ... yolcu olarak bulunduğu araca, davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı olan aracın çarpması sonucu ... vefat ettiğini, davalı sürücünün kusurlu olduğunu belirterek, davacı ... ve ... için 1.000,00"er TL maddi ve 75.000,00"er TL manevi, davalılar ... ve ... için 20.000,00"er TL manevi tazminatın (davalı ... şirketi maddi tazminattan sorumlu) davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ... için 92.745,84 TL., ... için 6.398,32 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 99.144,16 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar ... ve ... ödenmesine, bu miktarın 2.000,00 TL sinin dava, kalan miktarın ise ıslah tarihi olan 13/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan tahsiline; davalı ... açısından ise alacağın tamamının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı ... için 20.000,00 TL, Halil için 20.000,00 TL, ... ve ... için 10.000,00"er TL manevi tazminatın
haksız fiil tarihi olan 20/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı ... şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... şirketi vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2- Davacılar, dava ve ıslah dilekçelerinde tazminat için kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, dava dilekçesi ile istenen miktara dava tarihinden, ıslah dilekçesine konu edilen bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49. maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişinin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren istenebilir. Haksız fiil sorumlusu, 6098 sayılı TBK 53. maddesinde belirtilen zararların tamamı için temerrüde düşeceğinden artık dava açılırken talep edilen miktarın daha sonra HMK uyarınca artırılması halinde artırılan kısım içinde haksız fiil tarihinden itibaren faizle sorumludur.
Mahkemece, davalıların zararın tümü için temerrüde düştükleri gözetilerek ıslah edilen miktara da davalı sürücü ve işleten yönünden haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkeme tarafından, işleten ve sürücü olan davalı gerçek kişiler yönünden dava tarihi ve ıslah tarihi ayrımı yapılarak faize hükmedilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4, 5 ve 6. satırlarının tamamen silinerek hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine; “Davacılar lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ..."dan kaza tarihi olan 20/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, davalı ... AŞ.den ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 4.082,54 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... şirketinden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.