3. Ceza Dairesi Esas No: 2018/8383 Karar No: 2019/5015 Karar Tarihi: 11.03.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/8383 Esas 2019/5015 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet kararı verdiği bir davada, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle hakkındaki hükmün açıklanması sırasında infaz edilecek hüküm kurulduğunu belirterek, kararın dayandığı tüm delillerin ve cezanın şahsileştirilmesi gerektiği açık bir şekilde gerekçelendirilmeden hüküm kurulmasının Anayasa ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddelerine aykırı olduğuna hükmetti. Ayrıca, TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ve yargılama giderlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiğine dair kanun maddelerinin uygulanması gerektiği belirtildi. Karar, 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULDU. Kanun maddeleri: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu - 231/11, 34, 223, ve 230. maddeler TCK - 53. madde 6352 sayılı Kanun - 100. madde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun - 106. madde.
3. Ceza Dairesi 2018/8383 E. , 2019/5015 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜMLER : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Kasten yaralama suçlarından hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanması sırasında sanık hakkında infaz edilecek hüküm, kurulan yeni hüküm olacağından kararın dayandığı tüm delillerin, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerektiği nazara alınmadan, yazılı şekilde gerekçesiz hüküm kurulmak suretiyle Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK"nin 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması, Kabule göre de; 2) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 3) 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 324/4 maddesi ek cümlesinin "Devlete ait yargılama giderlerinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir” hükmüne rağmen, terkin tutarının altındaki yargılama giderinin sanığa yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.