9. Hukuk Dairesi 2011/8856 E. , 2013/12943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, fazla çalışma ücreti, evlilik ikramiyesi alacağı, prim ücreti alacağı, giyim çeki alacağı ile resmi tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı şirkette Aralık 2005 yılından bu yana çalışan müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu, davalının işyerinde otuzdan fazla işçi çalıştığını, davacının kıdeminin 6 aydan fazla olduğunu, davacının davalı şirketin Ankara Bölge Müdürlüğünde fiilen görev yaptığını, davacının tüm görevlerini yerine getirmekte iken geçerli bir nedene dayanılmadan iş akdinin feshedildiğinin bildirildiğini, bu işlemin iptali amacıyla dava açıldığını, davanın reddedildiğini ve Yargıtay tarafından onandığını, davacının 08.00’da işbaşı yaptığını, süre belli olmadan akşam 22.00’lere kadar çalıştığını, ayrıca normal mesai dışı bir takım kişilerin havaalanından alınması, gezdirilmesi, yedirilip içirilmesinin talep edildiğini, bunun da gece 23.00-24.00’lere kadar devam ettiğini, işverence cumartesi-Pazar ve diğer resmi tatil günlerinde çalıştırıldığını, bedelinin ödenmediğini, davacının iş akdi devam ederken evlendiğini, herkese ödenmesi gereken evlilik bedelinin ödenmediğini, her yıl ödenen giyim ücreti bedelinin ödenmediğini, davacının iki yıl çalıştığını ve başarılı hizmetler verdiğini, buna rağmen hak ettiği prim alacağının ödenmediğini iddia ederek fazla çalışma ücreti, evlilik ikramiyesi, giyim çeki, resmi tatil ücreti ve prim alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, işe iade davasının reddedildiğini ve kararın onandığını, davacının fazla çalışma olarak tanımlanabilecek bir çalışması olmadığını, müvekkili şirkette herhangi bir fazla mesai uygulaması da bulunmadığını, hizmet sözleşmesinde çalışma şartlarının açıkça tanımlandığını, Şirket Personel Yönetmeliğinin çalışma koşulları başlıklı 6-d maddesine atıfla, fazla çalışmanın ancak şirketin yazılı talimatı ile mümkün olduğunu, işverenin isteği ve talimatı dışında yapılan fazla çalışma için ücret istenemeyeceğini, davacının müvekkili şirkette tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalıştığını, davacının tamamen kendi isteğine göre belirlediği programı dolayısıyla fazla mesai ücreti talebinde bulunamayacağını, davacının iddiasını kanıtlaması gerektiğini, talimatlar uyarınca iş akdi haklı nedenle feshedilen herhangi bir çalışana prim ödemesi yapılmadığını, giyim çeklerinin de şirketi temsilen yaptığı görev dolayısıyla verildiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, kararda davacıya ait SGK ve işyeri şahsi sicil dosyası, 19/07/2010 tarihli bilirkişi raporu, ek rapor, tanık anlatımları ve tüm dosya münderecatından, davacı taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek başkaca hiç bir gerekçeye yer verilmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
Anayasanın 141. ve 6100 Sayılı HMK’nun 297. maddeleri çerçevesinde yerel mahkeme kararının gerekçeli olmadığı anlaşılmakla hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 30.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.