15. Hukuk Dairesi 2016/1874 E. , 2017/1749 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
ukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin eksik ve ayıplı ifası nedeniyle alacak; birleşen dava eser sözlşmesinin ifası sırasında yapılan ilave işler nedeniyle alacak, istemine ilişkin olup mahkemenin; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararı davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Asıl davada; davacı, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin eksik ve ayıplı ifası nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek 328.201,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı işin projesine uygun olarak tamamlandığını belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davada davacı, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin ifası sırasında sözleşme kapsamında olmayan ilave işler yapıldığı halde bedelinin ödenmediğini belirterek 24.500,00 TL alacağın tahsihini istemiş, birleşen dosya davalısı ise birleşen davanın reddini savunmuş, asıl davanın kısmen kabulüne 226.196,61 TL alacağın tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu "300 başlık sağmal inek ahırı, kaba yem deposu, gübre çukuru ve sağımhane yapımı işi" olan eser sözleşmesine dayalı olarak işin eksik ve ayıplı ifa edilmesi nedeniyle uğranılan zarara ilişkin açılmış, karşı dava ise bu sözleşmenin ifası sırasında sözleşme kapsamı dışında ilave yapılan işlere ilişkin açılmıştır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 sayılı BK"nın 359-363 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 818 sayılı BK"nın 360. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp, imal edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imal edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu"nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def"i olarak ileri sürebilir. 360. maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Eser sözleşmesinin eksik veya ayıplı ifa edilip edilmediği, eksik iş ve ayıplardan dolayı talep haklarının ne olduğu ve hangi koşullarla istenebileceği yönünden, sözü edilen eksik ve kusurların eksik iş, açık ayıp ve gizli ayıp olup olmadığının saptanması gerekir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden BK’nın 359 ve 362. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Açık ayıp, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade eder. Yüklenicinin açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerekir (BK.md.359). Aksi halde yüklenici ihtirâzi kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK.md.362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu
gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK.md.362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Süresinde ayıp ihbarı yapılmışsa, açık ayıplı imalatın bedeli eserin teslim edildiği ve ayıp ihbarının yapıldığı, gizli ayıplı imalatın bedeli de gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihteki rayiçlerle istenebilir. Şayet sözleşmede özel düzenlemeler varsa öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir.
Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (266/1). Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (281/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (281/3). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK 282/1).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; asıl dava yönünden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporları eksik iş, açık ayıp, gizli ayıp kavramlarının anlamına uygun olarak düzenlenmemiş olduğu halde, mahkemece de bu kapsamda tam bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu durumda davacının talepleri yönünden yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulu atanmak suretiyle sözleşme konusu işte; eksik iş, açık ayıp ve gizli ayıp bulunup bulunmadığına dair rapor alınıp, niteliklerine uygun biçimde deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yetersiz rapor ve ek rapor esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Sözleşme ilişkisi bulunduğu ispatlanmış ise yapılan veya yapılmayan işlerin ne olduğu, fazla yapılan iş olup olmadığı; konusu hukuki işlem niteliğinde olmadığından, bu nedenle senetle ispat kuralına tâbi bulunmadığından tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Kural olarak sözleşmenin ifa sürecinde gerçekleşen imalâtın yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilir. Dairemizin uygulamaları ve Yargıtay İçtihatlarında sözleşme dışı iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 410 ve devamı maddelerine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir.
Somut olayda taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunda uyuşmazlık bulunmadığından, sözleşme kapsamı dışında kalan ilave işlerle ilgili olarak vekâletsiz iş
görme hükümlerine göre iş sahibinin yararına olan imalatların yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarıyla hesaplanarak belirlenecek alacağa hükmedilmesi gerektiği halde, akdi ilişkinin ispatlanmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Belirtilen nedenlerle hükmün davalı-birleşen dosya davacısı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.