22. Hukuk Dairesi 2014/33340 E. , 2015/35603 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, ücret, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının elma kasalarını devirmesi sebebiyle zararın meydana geldiğinden iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, fazla mesai ve genel tatil ücret alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının asgari ücret aldığını, zarar miktarının 7.500,00 TL olup otuz günlük ücretini aştığından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacağı bakımından davanın reddine, ücret, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip feshedilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının iş sözleşmesinin feshine dayanak kılınan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2-ı. maddesinde işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, iş yerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya veya maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratmasının işverene iş sözleşmesini derhal feshetme hakkı veren hallerden olduğu belirtilmiştir. İşçinin iş görme edimini yerine getirirken özen borcuna aykırı davrandığı kasıt veya ihmal ve dikkatsizlik ile işverene zarar verdiği hallerde zarara uğradığını ispat yükü işverene zararın oluşmasında kusuru bulunmadığını ispat yükü ise işçiye aittir.
Somut olayda, soğuk hava deposunda işçi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi; üçyüzelliye yakın elma kasasının devrilmesi neticesinde 5.250,00 TL hasar oluştuğu, otuz günlük ücretini aşan hasar meydana gelmesi gerekçesiyle iş sözleşmesi tazminatsız ve bildirimsiz feshedilmiştir. Davacının feshe konu davranışının haklı bir sebep teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için oluştuğu belirtilen zararın davacının görevi kapsamındaki işlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, varsa kusur oranı ve oluşan zarar miktarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir. Bu sebeple, ziraat mühendisi ve iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, davacının kusurlu olup olmadığı tespit edilmeli, ayrıca oluşan zarar ile varsa kusura isabet eden zarar miktarı belirlenerek, tespit edilecek zarar miktarı davacının otuz günlük ücreti ile karşılaştırılarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316/l-d. maddesine göre, iş mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır. Aynı Kanun"un 319. maddesine göre ise, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. 6100 sayılı Kanun"un 141/ll. maddesinin düzenlemesine göre, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.
Somut olayda, dava dilekçesi davalı tarafa 23.03.2011 tarihinde duruşma zaptı ve gerekli ihtarlar ile birlikte tebliğ edilmiş olup, zamanaşımı def’i 26.05.2011 tarihli cevap dilekçesi ile dermeyan edilmiştir. Cevap dilekçesi süresinde olmadığı halde mahkemece zamanaşımı def’inin dikkate alınması hatalıdır.
Diğer taraftan davacı vekilinin ıslah dilekçesi davalı tarafa 14.02.2014 tarihli celsede tebliğ edilmiş, davalı vekili aynı celse ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunmuş olup süresinde ıslaha karşı yapılan zamanaşımı def"i mahkemece hatalı olarak dikkate alınmamıştır. Belirtildiği şekilde, mahkemece cevap dilekçesi ile ileri sürülen zamanaşımı def’i süresinde olmadığından değerlendirilmemek üzere ve ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilirken ilk talep rakamının da zamanaşımına uğramamış olduğu unutulmayarak talep edilen alacaklar bakımından yeniden hüküm kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre; fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları bakımından da en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekli iken en yüksek reeskont faizine hükmedilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.