Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/21307 Esas 2019/7494 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/21307
Karar No: 2019/7494
Karar Tarihi: 23.05.2019

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/21307 Esas 2019/7494 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, kimlik kontrolü sırasında kendisini amcasının oğlu olarak tanıtmış ancak gerçek kimliği sonradan ortaya çıkmıştır. Mahkeme, sanığın idari yaptırım gerektiren bir kabahat işlediğine ancak bu eylemin zamanaşımına uğramış olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle, sanık hakkında açılan kamu davası düşürülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK 268. madde (Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması), 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesi (Kimliği birdirmeme), 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi (Kararın bozulması) ve 5226 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesi (İdari yaptırım uygulanmaması).
8. Ceza Dairesi         2017/21307 E.  ,  2019/7494 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Beraat

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve o kişi hakkında iftira atmışçasına soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması gerekmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.05.2017 tarih ve 2014/9-207- 2017/266, 09.05.2017 tarih ve 2015/9-179- 2017/267 sayılı kararları ile birçok kararda, işlediği bir suç nedeniyle fail hakkında soruşturma bulunmaması, kimliği veya kimlik bilgileri kullanılan kişi adına düzenlenen bir belge olmayışı ve soruşturma yapılmamış oluşu ile tüm belge ve tutanakların sanığın gerçek kimliği ile düzenlenmesi halinde fiilin TCK.nın 268. maddesindeki suçu değil 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesinde "Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması" şeklinde tanımlanan "kimliği birdirmeme" kabahatini oluşturacağı hususu açıkça vurgulanmıştır.
    Somut olayda, rutin kimlik kontrolü sırasında kolluk görevlilerine amcasının oğlu olan ... adına düzenlenmiş olan sahte kimliği ibraz ederek kendisini ... olarak tanıtan sanık hakkında çevreden yapılan araştırma sonucu sanığın gerçek kimlik bilgilerinin ortaya çıktığı, mağdur ... adına hiç bir belge düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında, eylemin idari yaptırımı gerektirdiği ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz incelemesine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının konusu eylemin oluşturduğu kabahatin zamanaşımına uğraması nedeniyle 5226 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesi gözetilerek "İdari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına", 23.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.