4. Hukuk Dairesi 2017/1835 E. , 2019/5681 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/02/2015 gününde verilen dilekçe ile iftira ve kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, iftira ve kişiler arası aleni olmayan konuşmaları kayıt etme nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, daha sonra aralarında anlaşmazlık çıktığını, davalının yasa dışı olarak kaydettiği telefon görüşmelerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunarak, müvekkili hakkında tehdit ve hakaret suçlamasıyla şikayette bulunduğunu, davalının şikayeti neticesinde, müvekkilinin göz altına alındığını, yapılan soruşturma sonucunda müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, akabinde müvekkilinin şikayeti üzerine davalı hakkında kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek ve iftira suçundan kamu davası açıldığını, yapılan yargılamada davalının mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiğini belirterek davalının her iki eylemi yönünden ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacının müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı olarak para istediğini, bunun üzerine müvekkilin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, müvekkilin yasal şikayet hakkını kullandığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının yapmış olduğu şikayetin, hak arama ve şikayet hakkının kullanılması niteliğinde olmadığı, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında ticari ilişkiler olduğu, tarafların müştereken bazı ihalelere girdiği, aralarında anlaşmazlık çıkması üzerine, davalının, davacı ile olan telefon görüşmelerini yasa dışı olarak kaydettiği, bu telefon görüşmelerini sunarak, davacı hakkında, kendisine tehdit ve şantajda bulunulduğundan bahisle, 05/01/2010 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/670 sayılı dosyası üzerinden yapılan soruşturma sonucunda, davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara davalı tarafından yapılan itirazın Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği, daha sonra davacının şikayeti üzerine davalı hakkında Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1820 esas ve 2011/1930 karar sayılı dosyası üzerinden, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece, davalının 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, yine davacının şikayeti üzerine davalı hakkında, iftira suçundan dolayı Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/51 esas ve 2011/461 karar sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığı, mahkemece, davalının 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, anılan ceza dosyalarının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Şu durumda, davaya konu edilen olaylar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının yasal olmayan yollardan elde ettiği telefon kayıtlarına istinaden davacı ile aralarındaki iş ilişkisinden kaynaklanan alacak verecek ihtilafından dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak şikayetçi olması iftira kastı ile hareket ettiğini göstermemektedir. Bu itibarla, iftira eylemi yönünden talep edilen manevi tazminatın reddi gerekirken kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 28/11/2019