11. Ceza Dairesi 2017/4029 E. , 2021/3669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
A) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin ve sanıklar ... ile ... müdafinin beraat hükmü nedeniyle vekalet ücreti verilmesi istemine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; Büyükşehir Belediye hastanesinde doktor olarak görev yapan sanıklar ..., ..., ... ve ... ile ....Şti."nin yetkilisi olan sanık ... hakkında yüklenen sahtecilik eyleminin TCK"nin 210. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca, maddede belirtilen özel sağlık mesleği mensuplarının sahtecilik eylemlerinin, fıkranın ikinci cümlesindeki koşulun gerçekleşmesi halinde devamlılık gösteren daire kararlarında da açıklandığı üzere kamu görevlisi olmaması nedeniyle ancak TCK"nin 204. maddesinin 1. fıkrasındaki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, değişen suç vasfı nedeniyle sanıklara yüklenen suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 23.01.2006 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekili ile sanıklar ... ve ... müdafıinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
B) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ile sanık ... hakkında verilen kamu davasının reddine yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığına ilişkin vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu verilere dayandırıldığı, kurulan hükümlerde bir aykırılık bulunmadığı, sanık ... hakkında aynı fiil nedeniyle mükerrer açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nin 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmış; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanık ... müdafinin, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü nedeniyle vekalet ücreti verilmesi istemine yönelik temyiz taleplerine hasren yapılan incelemede;
1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2640,00 TL vekalet ücretinin hâzineden alınıp sanıklara verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D) Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin ve sanıklar ... ile ... müdafinin beraat hükmü nedeniyle vekalet ücreti verilmesi istemine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 12/06/2009 tarihli ve 2009/10899 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan açılan birleşen 2011/186 Esas sayılı davada, ... Teftiş Kurulu Başkanlığı"nm 13/12/2007 tarihli raporunun 6 ve 7. Sayfalarına atıf yapılarak"... sigortalı hak sahiplerinin gördükleri tedaviler sonunda gerçekten bu teşhislere ait olan ve pansumanlarına yönelik gelişmiş yara bakım ürünleri almalarına rağmen muadil dahi olmayan kod numaraları belli yara bakım seti yazarak ... kurumuna fatura edip bedellerini kurumdan aldıkları ve yine ameliyat olan hastaların yüksek fiyatlı yara bakım setleri, reçete, sağlık kurulu raporu ve faturada yazılı olmasına rağmen bu ürünlerin bedelleri tahsil edildiği, ancak daha düşük fiyatlı ürünlerin (kolostomi torbalarının) verildiği ya da bir kısım hastaların (... nolu ... gibi) hiç yara bakım seti almamasına rağmen adına reçete, sağlık kurulu raporu ve fatura düzenlemek sureti ile bedeli tahsil edilerek kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarını işledikleri" iddia edilmiş ise de sanıkların hangi reçete ve faturalar nedeniyle sorumlu tutulduklarının açıkça belirtilmediği, yukarıda belirtilen 13/12/2007 tarihli raporda Türkiye genelinde yapılan inceleme sonucu birden fazla şirketin incelemeye konu olması nedeniyle mahkemede dinlenen ve ürünleri kullanmadıklarını iddia eden tanıklar ile sanıklar arasında bağlantı kurulamadığı, söz konusu eylem nedeniyle 6953,33 TL kurum zararının bulunduğu belirtilmiş ise de hangi faturaların bu zarara neden olduğunun açıkça belirtilmediği, sanık ..."ın savunmasında ..., ... ve ... isimli hastalara ... marka yara bakım ünitesi verdiklerini, faturaları da düzenleyip ... verdiklerini, bunun haricinde müfettiş raporunda belirtilen hastalara yara bakım ünitesi satmadıklarını, bu hastalardan dolayı kurumun kendilerinden herhangi bir geri ödeme talebinin bulunmadığını savunması, sanık ..."ın da teftiş kurulu raporunda ve iddianamede belirtilen ... isimli hastaya fatura düzenlemediklerini, raporda birden fazla şirketin incelemeye konu olması nedeniyle şirketlerin karıştığını, kendilerinin şirket olarak ... marka yara bakım seti sattıklarını, o tarihte ... kurumunun bu marka için belirlediği bir fiyat olmadığı için piyasadaki muadilleri ile eş değer olarak muadil faturası kestiklerini, reçetede belirtilen ürünleri eksiksiz teslim ettiklerini, herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığının savunması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; iddianamede belirtilen hangi eylemler nedeniyle ve hangi fatura ve reçeteler nedeniyle sanıkların sorumlu tutuldukları belirlenip Yargıtay denetimine elverecek şekilde ilgili belgelerin dosya arasına alınması, sanıkların savunmalarına göre ..., ... ve ... isimli hastalara ait fatura ve reçeteler getirtilerek incelenmesi, müfettiş raporunda belirtilen kod numaralarından hangisinin fatura üzerinde yazılı olduğunun, bu kod numaralarının hangi ilaçları karşıladığı, reçetede belirtilen ilaçlarla fatura edilen ilaçların aynı ya da muadili olup olmadığının, muadil ibaresinin belge üzerinde bulunup bulunmadığının, reçetelerde belirtilen ürünlerin ya da muadillerinin verilip verilmediğinin araştırılması, yukarıda ismi geçen kişiler ya da hasta yakınları tanık olarak dinlenilerek söz konusu reçetelerde belirtilen ürünleri ya da muadillerini sanıklardan satın alıp almadıklarının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanıklar müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.