Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/1446 Esas 2020/6519 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1446
Karar No: 2020/6519
Karar Tarihi: 05.11.2020

Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/1446 Esas 2020/6519 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla yargılanmıştır. Ancak, sanığın hükmün tefhim edildiği duruşmaya katılımı sağlanmadan veya SEGBİS yoluyla savunması alınmadan yokluğunda mahkumiyet hükümleri kurulmuştur. Bu durum, savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir.
Ayrıca, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması gerektiği ve aslı ele geçmeyen belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı belirtilmektedir. Bu nedenle, sanığın sahte sürücü belgesine kendi fotoğrafını yapıştırıp araç kiralama sözleşmesi imzalamasıyla ilgili olarak resmi belgede sahtecilik suçu oluşmamıştır. Ancak, özel belgede sahtecilik suçu oluşmuştur.
Son olarak, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Detaylı Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nin 193 ve 196. maddeleri: Mahkemenin yargı çevresi dışında, başka suçlardan durumlu olan sanığın yokluğunda mahkumiyet hükümleri kurulamaz, savunma hakkı kısıtlanamaz.
- 5237 sayılı
11. Ceza Dairesi         2020/1446 E.  ,  2020/6519 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Mahkemenin yargı çevresi dışında, başka suçlardan Reyhanlı (kapatılan) B Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan ve duruşmadan bağışık tutulma talebi bulunmayan sanığın, hükmün tefhim olunduğu duruşmaya katılımı sağlanmadan veya SEGBİS yolu ile savunması alınmadan yokluğunda mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
    2-Kabule göre de;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, "muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, aslı ele geçirilemeyen belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yönünden inceleme yapılması imkanı bulunmadığından, suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı cihetle; somut olayda, sanığın, katılan adına düzenlenmiş sürücü belgesine kendi fotoğrafını yapıştırıp bu belge ile araç kiralama sözleşmesi imzalamak şeklinde şeklinde gerçekleşen olayda, suça konu sürücü belgesi aslının ele geçirilemediği, yalnızca araç kiralama sözleşmesi aslının ele geçtiği anlaşılmakla; aslı ele geçmeyen sahte sürücü belgesinin aldatıcılık niteliği tespit edilemeyeceğinden, resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı; sanığın araç kiralama sözleşmesi imzalaması eyleminin ise özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm tesisi yasaya aykırı,
    3-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.























    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.