8. Hukuk Dairesi 2015/11447 E. , 2017/2308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma ve Değer Artış Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen taşınmazlar ve araçlar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili talep etmiş, 10.03.2010 havale tarihli dilekçe ile talep miktarını 65.000,00 TL olarak arttırmıştır. 13.06.2014 havale tarihli açıklama dilekçelerinde ise davalı adına kayıtlı taşınmazlardan 4084 ada 1 parsel 8 nolu mesken yönünden 10.000,00 TL, 13811 ada 9 parsel 12 nolu mesken yönünden 5.000,00 TL, 30272 ada 5 parsel 2 ve 3 nolu daireler yönünden 5.000,00 TL, 1279 parsel tarla yönünden 5.000,00 TL, 287 ada 4 parsel arsa 67/112 hisse için 10.000,00 TL, 3548 parsel 2 nolu dubleks yönünden 10.000,00 TL, 3809 ada 4 parsel 2 nolu dubleks 10.000,00 TL, 1045 ada 1 parsel 17 nolu dükkan yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplam 65.000,00 TL artık değere katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davalının araç ve taşınmaz alım satım işi ile uğraştığını, araçların tamamı ve evlerin bir kısmını satımını yapmak üzere adına devraldığını, taşınmazların bir kısmının da hacizli olduğunu ve banka kredileri ile alındığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu edilen taşınmazlar ve araçların, davalının işi gereği alıp sattığı ve bankadan ipotek almak üzere kullandığı mallar olduğu, aile için ve tasarruf için alınan mallar olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut uyuşmazlığa gelince taraflar, 06.07.2001 tarihinde evlenmiş; 08.01.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 29.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu edilen 4084 ada 1 parsel 8 nolu mesken 09.08.2007, 13811 ada 9 parsel 12 nolu mesken 25.02.2008, 30272 ada 5 parsel 2 ve 3 nolu daireler 07.03.2008, 1279 parsel tarla 25.04.2008, 287 ada 4 parsel arsa 67/112 hisse 02.05.2008, 3548 parsel 2 nolu dubleks mesken 02.05.2008, 3809 ada 4 parsel 2 nolu dubleks 30.06.2009, 1045 ada 1 parsel 17 nolu dükkan 10.02.2009 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de gerekçeye katılmak mümkün değildir. Taşınmazlara ait tapu kayıtları incelendiğinde evlilik birliği içerisinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satış nedenine dayalı olarak davalı adına edinildiği açıktır. Taşınmazların, edinilmiş mal olmadığını ispat yükü Yasa gereği davalıda olup dosya kapsamından bu hususun ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, tasfiyeye konu edilen taşınmazların davalının edinilmiş malı olduklarının kabulü ile, iddia, savunma ve deliller çevçevesinde taşınmazlar yönünden yukarıda izah edilen ilkeler gözetilerek tasfiye tarihi tibariyle sürüm değerlerinin tespit edilmesi, taşınmazlara ait mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle mevcut borçlar da hesaplamaya dahil edilerek artık değer olup olmadığının tespiti, artık değer var ise davacı kadının yasadan kaynaklanan artık değere katılma alacağının bulunacağı gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.