Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1018 Esas 2018/4258 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1018
Karar No: 2018/4258
Karar Tarihi: 18.09.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1018 Esas 2018/4258 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir banka ve bir şirket arasındaki kredi sözleşmesine davalının kefil sıfatıyla imza attığı ancak borcun ödenmemesi üzerine takibin durduğu ve davalının haksız itirazda bulunduğu gerekçesiyle itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Mahkeme, kefalet sözleşmesinin sonradan yapılan değişikliklerinin kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmayacağı yönündeki kanun maddesi çerçevesinde davalının limit artırımı ile sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı görüşünde olup davanın reddine karar vermiştir. Kararda geçen kanun maddeleri 583, 20-25 ve 70. maddeleridir.
19. Hukuk Dairesi         2017/1018 E.  ,  2018/4258 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptalini, %20"den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin 20.000 TL için dava dışı ..."a kefil olduğunu, dava dışı şirkete kefaletinin olmadığını, ihtarnamenin ve ekindeki hesap özetinin davalıya tebliğ edilmediğini, davalının kefil olduğu kredinin ... tarafından ödendiğini savunarak, davanın reddine, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacı alacaklıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, B.K."nın 583. maddesinde düzenlenen, kefalet sözleşmesinden sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişikliklerin kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmayacağı yönündeki kural çerçevesinde, davalının limit artırım ile sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı, 26/11/2009 tarihli sözleşmesinin 70. maddesinin davalının sorumluluğunu belirlemede esas alınamayacağı, aksi yönde kabulün B.K."nın 20.-25. ve 583. maddelerine aykırılık teşkil edeceği, kredi vadesinin dolduğu anlaşıldığından davalının kefaleten bir sorumluluğu bulunmadığı, talep yargılamayı gerektirdiğinden davalı lehine tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.