4. Ceza Dairesi 2019/8088 E. , 2020/1153 K.
"İçtihat Metni"Hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/12/2018 tarihli ve 2018/234698 soruşturma, 2018/156825 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07/10/2019 gün ve 94660652-105-34-9884-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/10/2019 gün ve 2019/98198 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğince, eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiş ise de, esasen bu kararın soruşturmanın genişletilmesi anlamına geldiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun"un 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” ile aynı Kanun’un 173/4. maddesindeki “Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi hâlinde Cumhuriyet savcılığından talep edilen hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ortadan kaldırılmasına yönelik yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/12/2018 tarihli ve 2018/234698 soruşturma, 2018/156825 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kararının, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğince, eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiş ise de, esasen bu kararın soruşturmanın
genişletilmesi anlamına geldiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun"un 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” ile aynı Kanun’un 173/4. maddesindeki “Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi hâlinde Cumhuriyet savcılığından talep edilen hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ortadan kaldırılmasına yönelik yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/12/2018 tarihli ve 2018/234698 soruşturma, 2018/156825 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK"nın 173. maddesi "(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4)(Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5)Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6)(Değişik fıkra: 2/1/2017-680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172. maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnat edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada;
Müşteki ... İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikayet dilekçesi ve beyanında, birlikte yaşadığı ... isimli şahısla aralarında problemlerin olduğunu, 2018 yılı Ağustos ayı içerisinde ... ile barışıp ev tutup taşındıklarını ancak taşındıktan sonra aralarının bozulduğunu, hatırlamadığı bir tarihte ... ile oğlu olan ..."in kendisine hakaret edip kafasına merdane ile vurup yaraladıklarını, kendisinin ise bu olay nedeniyle Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinden rapor aldığını, bu olaydan iki gün sonra ise ... ile oğlu ..."in barışmak amacıyla evine geldiğini, ..."ın darp raporlarını cüzdanından aldığını, oğlu ..."in ise kendisini ölümle tehdit ettiğini, yüzüne yumruk atarak sinkaflı hakaret ettiğini iddia etmiş, soruşturma neticesinde şüpheli ... hakkında tehdit, basit yaralama ve hakaret suçlarından, İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin soyut iddiası dışında, şüpheliye yüklenen suçları işlediğini gösterir, dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığı gerekçesiyle 21/12/2018 tarihli ve 2018/234698 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair
karara müşteki vekilince 11/02/2019 tarihli dilekçe ile süresi içerisinde itiraz edildiği, müşteki vekili itiraz dilekçesine müşteki ... adına Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenmiş 27/08/2018 tarihli raporu da eklediği, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararıyla dosyada İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenmiş adli raporun olduğu, bu raporun adli tıpa gönderilerek sonucuna göre göre karar verilmesi gerekirken kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçeleriyle şüpheli ... hakkında tehdit, basit yaralama ve hakaret suçları yönünden itirazın kabulüne, ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir. Müşteki ..."ün 21/12/2012 tarihli ifadesinde şüphelinin kendisini darp ettiğinde hastaneye müracaat ettiğini, sekizinci ayda darp etmesi sonucu göztepe hastanesine gidip rapor aldığını, raporların kendisinde olmadığını, cezaevinde olması nedeniyle gösterecek delilinin bulunmadığını beyan etmesi karşısında; müştekinin olay tarihinde şüpheli tarafından darp edilmesi sonucu hangi hastanelere müracaat edip rapor aldığının müştekiye sorulmak suretiyle tespitine çalışılması, olaya ilişkin müştekinin beyanında adı geçen ... ile oğlu ..."in kimliklerinin belirlenmesi ve olaya dair savunmalarının tespit edilip eksik yapılan soruşturmanın neticelendirilmesinden sonra, itirazın kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmesi gerekirken, bu süreç işletilmeden kurulan itirazın kabulüne ilişkin mercii İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.