Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8091
Karar No: 2020/1152
Karar Tarihi: 20.01.2020

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/8091 Esas 2020/1152 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2019/8091 E.  ,  2020/1152 K.

    "İçtihat Metni"

    Birden fazla kişi ile birlikte silahla tehdit suçundan sanıklar ... ve ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a-c ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/99 esas, 2017/357 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 24/09/2019 gün ve 94660652-105-15-10602-2019-Kyb sayılı yazılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/10/2019 gün ve 2019/95028 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a-c maddesi uyarınca tayin edilen 2 yıl 4 ay hapis cezasından anılan Kanun’un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde, 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası yerine, 1 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası tayini suretiyle fazla ceza verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Birden fazla kişi ile birlikte silahla tehdit suçundan sanıklar ... ve ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a-c ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/99 esas, 2017/357 sayılı kararının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a-c maddesi uyarınca tayin edilen 2 yıl 4 ay hapis cezasından anılan Kanun’un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde, 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası yerine, 1 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası tayini suretiyle fazla ceza verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Birden fazla kişi ile birlikte silahla tehdit suçundan sanıklar ... ve ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a-c ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair kararda isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulu"nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
    İncelenen dosyada;
    Sanıklar ... ve ... haklarında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a-c, 54, 63, 53. maddeleri uyarınca birden fazla kişi ile birlikte silahla tehdit suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/99 esas, 2017/357 sayılı kararıyla sanıkların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a-c maddesi uyarınca tayin edilen 2 yıl 4 ay hapis cezasından anılan Kanun’un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde, 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezaları yerine, 1 yıl 11 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın sanıklar ile katılanın bildirdiği ve aynı zamanda Mernis adresi olan adreslere, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, anılan kararın 14/12/2017 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanıklar ile katılanın bilinen en son adresi ile adres kayıt sistemindeki adres aynı olduğundan, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilip, Mahkeme tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiğinin gözetilmediği, böylelikle kararın tebliği işleminin yöntemine uygun olarak yapılmadığı, bu nedenle birden fazla kişi ile birlikte silahla tehdit suçlarına ilişkin kararların usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğinin alaşılması, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna da ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/99 esas, 2017/357 sayılı kararının sanıklar ile katılana yöntemince tebliğ edilmesi ve sonraki işlemlerin mahallinde yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1)Sanıklar ... ve ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a-c ve 62. maddeleri uyarınca birden fazla kişi ile birlikte silahla tehdit suçlarından hapis cezalarıyla cezalandırılmalarına dair, Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/99 esas, 2017/357 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
    2)Dosyanın, Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/99 esas, 2017/357 sayılı kararının sanıklara ve katılana yöntemince tebliği için mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin mahallinde Mahkemesince yerine getirilmesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi