Esas No: 2019/34916
Karar No: 2020/793
Karar Tarihi: 03.02.2020
Kabahatler Kanunu - Kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınma - Gerçeğe aykırı beyanda bulunma - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/34916 Esas 2020/793 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/34916 E. , 2020/793 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi Belgenin
HÜKÜMLER : Beraat, İdari Para Cezası
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nin "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223/2. maddesi;
"(2) Beraat kararı;
a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,
Hallerinde verilir.",
5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Başvuru yolu" başlıklı 27/7. maddesi;
"(7) (Ek: 6/12/2006-5560/34 md.) Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı itiraz da bu kanun yolu merciinde incelenir." hükümlerini içermektedir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Kimliği bildirmeme" başlıklı 40. maddesi;
"(1) Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
(2) Açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.
(3) Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.",
5237 sayılı TCK"nin "Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan" başlıklı 206. maddesi;
"(1) Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."
hükümlerini amirdir.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30/01/2019 ve 2019/1 sayılı iş bölümüne dair kararının "Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü" başlıklı kısmının "Ortak Hükümler" başılığı altında düzenlenen 6. maddesi;
"6) Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır." düzenlemesini içermektedir.
Temyize konu edilen dava dosyasında yer alan iddianamede; sanığın kolluk tarafından yapılan kimlik sorgusunda, kendi kimliğini bildirmek yerine, İdris Işık adına düzenlenmiş kimlik belgesini ibraz etmesi, ancak sonradan yapılan araştırmada başkası adına düzenlenen nüfus cüzdanının sahte düzenlendiği, iğfal kabiliyetinin bulunmadığı, bu nedenle eyleminin TCK"nin 206/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu kanaatiyle hakkında kamu davası açıldığı görülmektedir.
Yerel Mahkemece verilen gerekçeli kararda ise (özetle); her ne kadar da sanığın eyleminin TCK"nin 206. maddesi kapsamında kaldığı belirtilmişse de "sanığın eyleminin atılı suçun unsurlarının oluşturmadığı" karşılığında idari yaptırım öngörülen kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğundan bahisle suçun vasıf ve mahiyet değiştirerek 5326 sayılı Kanun"un 40. maddesinde düzenlenen kabahati oluşturduğu kabul edilerek neticeten 91 TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ve yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Karara karşı O Yer Cumhuriyet savcılığınca; sanığın eyleminin TCK"nin 206. maddesinde yazılı suçu oluşturduğundan bahisle idari para cezasına dair hükmün temyizen incelenerek bozulması talep edilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz konulu dilekçesi, itiraz mahiyetinde kabul edilerek; yerel mahkemece itirazın reddine dair verilen karar sonucu, dosyayı itirazen inceleyen merci İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince "oy çokluğuyla" verilen 15.05.2015 tarihli, 2015/408 D.İş. sayılı kararla, yerel mahkemenin idari para cezasına dair kararının kaldırılmasına karar verildiği, karşı oy sahibi üyenin ise dosyada sanığın eyleminin nitelendirilmesinde, suça konu eylemin vasıf ve mahiyetinin hatalı değerlendirildiği yönünde bir temyiz istemi bulunduğundan talebin Yargıtay ilgili Ceza Dairesince incelenmesi gerektiğine dair karşı oyu bulunduğu, yerel mahkemece yeni bir işlem yapılmaksızın dosyanın bu kez temyiz incelemesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği görülmektedir.
5326 sayılı Kanun"un "Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları" başlıklı dördüncü bölümünde yer alan "Mahkemenin karar verme yetkisi başlıklı" 24. maddesinde; kabahat nedeniyle mahkemelerin idari yaptırım kararı verme yetkisi düzenlenmekte iken, Kabahatler Kanunu"nun 5560 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 27/7. maddesinde mahkemece eylemin suç değil kabahat oluşturması nedeniyle verilecek beraat ve idari para cezasına karşı, şayet beraat hükmü kanun yoluna yoluna götürülmüş ise idari para cezası hükmünün de bunu inceleyecek mercide incelenmesi öngörülmüştür.
5560 sayılı Kanun"un ilgili madde gerekçesinde özetle; adli soruşturma ve kovuşturma makamlarının fiilin suç oluşturmadığı kanaatine vararak fail hakkında idari para cezası vermeleri halinde gidilecek kanun yollarının; kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itiraz, beraat kararlarına karşı ise temyiz (veya istinaf) kanun yolu olduğu ve fiilin suç oluşturduğu iddiasıyla bu kanun yollarında itiraz edilebilmesinin mümkün olduğunun düzenlendiği yazılmıştır.
Kanun koyucunun, konusu suç oluşturan herhangi bir eylem nedeniyle açılan kamu davasında, kovuşturma aşamasında eylemin suç oluşturmadığının ancak kabahat oluşturduğunun anlaşılması nedeniyle verilecek beraat ve idari yaptırım uygulanması yönündeki kararlara karşı, eylemin suç oluşturduğu gerekçesiyle yapılacak itirazların, idari yaptırım kararını inceleyecek merci tarafından değil, daha nitelikli bir inceleme yapacak üst derece mahkemesi tarafından incelenmesini amaçladığı değerlendirilmektedir.
Mahkemece sanıkların eylemlerinin "kanunda yazılı suçun unsurlarını oluşturmadığı" gerekçesiyle kurulan hükme karşı, eylemin suç oluşturduğu yönündeki kanun yolu itirazları, beraat hükmünün tabi olduğu kanun yolu merci tarafından incelenmelidir.
Bu nedenle, O Yer Cumhuriyet savcısı tarafından mahkemece eylemin vasfının yanlış değerlendirildiğine ve sanığın eyleminin TCK"nin 206. maddesinde unsurları yazılı "Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan" suçunu oluşturduğuna ilişkin olarak açılan temyiz davasına konu edilen hüküm; sanık hakkında 5326 sayılı Kanun"un 40. maddesi uyarınca verilen idari para cezası kararı değil, esasen 5326 sayılı Kanun"un 27/7. maddesinde vasıf değişikliği nedeniyle mahkemece eylemin suç oluşturmadığına dair kurulan beraat hükmü niteliğineki kısmıdır.
Netice itibariyle, temyiz eden O Yer Cumhuriyet savcısının mahkemece verilen idari para cezasına karşı bir itirazı bulunmadığı gibi sanığın iddianamede yer alan suça konu eyleminin "Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan" suçuna ilişkin olduğu, eylemin bu yönden Dairemizin iş bölümünde yazılı görev alanına girmediği anlaşılmakla,
Hükmün konusuna, Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30/01/2019 ve 2019/1 sayılı iş bölümüne dair kararına göre, 5237 sayılı TCK"nin 206. maddesinde düzenlenen "Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan" suçundan kaynaklı işlere bakmakla görevli dairenin Yüksek Yargıtay 11. Ceza Dairesi olduğu anlaşıldığından, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın incelenmek üzere anılan daireye GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.