22. Hukuk Dairesi 2015/32584 E. , 2015/35334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, davacının davalı sendika bünyesinde 15.12.2003 tarihinde sendikanın o dönemde bulunan.... Şubesinde şoför olarak işe başladığını, kendi talebi ile 28.01.2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile genel başkan şoförü olarak... ilinde görevlendirildiğini, sendikaların gelirlerinin asıl olarak aidat geliri olduğunu, sendika gelirinde azalma meydana geldiğini, feshin geçerli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, feshin son çare olarak yapılıp yapılmadığı, davacıya başka bir iş teklif edilip edilmediği hususunda dosyaya yansıyan bir bilgi bulunmadığı, davalı işyerinden Temmuz 2013 tarihinden itibaren Temmuz ayında 2, Ağustos ayında 2, Eylül ayında 1, işçinin işe alındığı, davacı ile işe alınan işçiler arasında bir kıyaslama imkanının bulunmadığı, iş sözleşmesinin geçersiz nedenle feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi 26.08.2013 günlü yazılı fesih bildirimi ile işletmesel nedenler gerekçe gösterilerek feshedilmiştir. Her ne kadar mahkemece davanın kabulü ile davacının işe iadesi yönünde hüküm kurulmuşsa da, işletmesel kararın tutarlı olarak uygulanıp uygulanmadığı konusunda yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı işverenin aldığı işletmesel kararın feshi zorunlu kılıp kılmadığı, dosya kapsamında fesihten sonra alındığı belirtilen işçilerin nitelikleri, işçi veya stajyer olup olmadıkları, davacı ile aynı konumda bulunup bulunmadıkları, fesih tarihinde davacının eğitim durumuna ve niteliklerine göre yapabileceği, kadrosu boş olan bir iş bulunup bulunmadığı (somut verilerle ortaya konulmak üzere) konularında insan kaynakları uzmanı ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak feshin yukarıda belirtilen ilkelere göre geçerli nedene dayanıp dayanmadığı belirlenmesi gerekirken soyut değerlendirmeler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.