3. Ceza Dairesi 2018/9958 E. , 2019/4930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması sureti ile mahkumiyet
Mahalli mahkemece, bozma sonrası verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Sanık hakkında Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.12.2007 tarih, 2007/283 Esas, 2007/360 Karar sayılı ilamı ile TCK"nin 86/1, 86/3.a,e, 29 ve 62. maddeleri gereğince verilen 7 ay 15 gün hapis cezasının TCK"nin 51. maddesi gereğince ertelendiği, hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine CMK"nin 231. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle ile Dairemizin 11.11.2009 tarih ve 2009/14568 Esas - 2009/20041 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle mahkemece açıklanması geri bırakılan hükmün ertelenmeden hapis cezası olarak açıklandığı anlaşılmış ise de; Ceza Genel Kurulunun 09.02.2016 tarih, 2014/71 Esas - 2016/42 Karar sayılı ilamı gereğince 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkı nedeniyle, hüküm açıklanırken sanık hakkında verilen hapis cezasının TCK"nin 51. maddesi gereğince ertelenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Mağdurun yaralanmasına ilişkin Osmaniye Devlet Hastanesince düzenlenen 18.08.2005 tarih, 53621 nolu geçici raporun "Kesici aletle sırt ve ensesinde 40 cmlik derin kesisi olan hastanın kanaması durdurularak kesi sütüre edildi. Hastanın sağ omuz bütünlüğü bozulmuş ortopedi dr tarafındann konsülte edilerek dikildi. Hayati tehlikesi vardır. Kati rapor ortopedi polikliniğince verilecektir." şeklinde olduğu, aynı hastanenin ortopedi ve tramvatoloji uzmanınca düzenlenen 02.09.2005 tarihli raporda yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, organ zaafına ve kırığa neden olmadığının belirtilmesine göre; mağdurun yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi evrak, raporlar ve varsa grafilerin en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne gönderilerek 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerindeki tüm unsurları kapsayacak şekilde raporun alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3) Sanığın, baba bir kardeşi olan mağduru, bıçak ile yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması nedeniyle, TCK"nin 3. maddesinde belirtilen orantılılık ilkesi gözetilerek temel ceza tayininde, TCK"nin 61. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Sanığın kardeşini bıçakla kasten yaralama eylemini, mağdurun, küçük kardeşlerine bağırması ve babası ile kendisine küfür etmesinin yarattığı tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilerek TCK"nin 29. maddesine göre indirim yapılırken asgari düzeyde indirim yapılması yerine yazılı şekilde (1/2) oranında indirim yapılarak eksik ceza tayin edilmesi,
5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakları saklı kalmak kaydı ile isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.