19. Hukuk Dairesi 2019/2176 E. , 2020/260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının davalı bankanın ... şubesinde 05.07.2006 tarihinde ""ticari artı para"" hesabı açtırdığını, davalı tarafın söz konusu hesabın kullanılmasıyla ilgili ""kredi tahsis ve değerlendirme ücreti"" adı altında kesinti yapması üzerine, bu kesintinin iade edilmesi hususunun davalıya ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen iade yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, sözleşmenin ilgili hükmünün TBK"nun 20. vd. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari müşteri sözleşmesinin, komisyon ve ücret başlığını taşıyan 83. maddesi uyarınca davacıdan ""ticari tahsis komisyonu ve değerlendirme ücreti"" alındığını, davacının ticari müşteri olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 2016/101 esas 2016/9907 karar sayılı 02.06.2016 tarihli ilamı ile; “Uyuşmazlık 27.08.2007 tarihli ticari müşteri sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Mahkemece davacı ve davalı tarafın iddia ve savunmalarının bu kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; taraflar arasındaki genel kredi ve teminat sözleşmesinin komisyon ile ilgili 7.maddesinde ve kredili ticari hesap kredisi kullandırılması ile ilgili 30.maddesinde ve ticari müşteri sözleşmesinin komisyonlarla ilgili 83.maddesinde "Ticari Kredi Tahsis ve Değerlendirme Komisyonu" adı altında bir komisyondan bahsedildiği, ancak davaya konu sözleşmede kararlaştırılacak miktarların ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmediği, matbu olarak tanzim edildiği, bu durumun kredi kullanan aleyhine ve Medeni Kanun"un 2. maddesine uygun olmadığı, esasen taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon ile ilgili maddelerinin açık, net ve hukuki dayanağının olması gerektiği, davacının hesabından tahsil edilen komisyonun yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü yargılama gerektirmekle takip konusu alacak likit olmadığından davacı tarafın yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmaksızın bozma öncesi gerekçe doğrultusunda aynı şekilde hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık ticari nitelikteki kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, taraflarında tacir olması nedeniyle ticari dava niteliğindedir. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bu kanunda yer almayan genel işlem koşullarına ilişkin hükümler uygulanamaz. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu genel işlem koşullarına göre rapor düzenlenmiştir. Bu husus doğru değildir. Davalı tacir olup basiretli şekilde hareket etmesi gerekir. Bu nedenle sözleşme hükümleri ile bağlıdır. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümleri değerlendirilerek davaya konu kredi tahsis ve değerlendirme ücreti istenip istenemeyeceği, istenebilecekse ne kadar istenebileceği tespiti amacıyla yeni bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme yanılgılı gerekçe ile yasa hükmünün yanlış tatbiki sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.