12. Hukuk Dairesi 2016/12319 E. , 2016/16224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda; borçlu şirket hakkında başlattığı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçlunun yasal süresi içinde borca itiraz etmediğini ileri sürerek icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına yönelik verdiği kararın iptali isteğinde bulunmuştur.
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK"nun 62. maddesi hükmüne göre; borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süresi içerisinde icra dairesine bildirmesi halinde İİK"nun 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur.
İİK"nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği"nin 22/2. maddesi gereğince ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.""
Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.
Ayrıca, İİK"nun 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçluya örnek 7 numaralı ödeme emrinin 04.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 12.06.2014 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlu şirket hakkındaki takibin kesinleştiğinden bahisle aynı tarihte haciz işlemlerinin uygulandığı, bilahare, borçlu vekilinin bila tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak takibe yasal süresi içinde itirazda bulunulduğunu bildirip, 05.06.2014 tarihini taşıyan ve icra müdür yardımcısı tarafından 05.06.2014 tarihinde havale edilip imzalanan itiraz dilekçesinin ibraz edildiği ve bunun üzerine icra müdürlüğünün
18.06.2014 tarihli kararıyla borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Ne var ki borçlunun itiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre geçirildikten sonra 18.06.2014 tarihinde icra tutanağına kaydedildiği ve yine 18.06.2014 tarihinde UYAP sistemine kaydının yapıldığı dosya kapsamıyla sabittir. Ayrıca, her ne kadar, borçlu vekilince cevap dilekçesinde, itiraz dilekçesine ekli sunulan vekaletnamenin 05.06.2014 tarihinde harçlandırıldığı ifade edilmiş ise de; icra dosyasında vekalet harcı yatırıldığına dair bir belge bulunmadığı gibi icra müdürlüğünce de; 05.06.2014 tarihinde borçlu vekili tarafından vekalet harcının yatırılmadığının cevabi yazıyla bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar uyarınca, itiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin anılan dilekçenin icra tutanağına geçirilip UYAP sistemine işlendiği 18.06.2014 tarihi olduğu açıktır. Öyleyse, belirtilen tarih nazara alındığında borçlu tarafından İİK"nun 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceğinden, icra müdürlüğünün takibin durdurulması yönündeki kararının yasaya uygun bulunduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
O halde, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.