6. Ceza Dairesi 2019/1588 E. , 2019/5879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1) Hükümlüler ... ve ...’a yüklenen yağma suçunun kanun maddesinde öngörülen ceza miktarının alt sınırı bakımından hükmün açıklandığı 30.04.2018 tarihli oturumda, adı geçen hükümlüler hakkında savunmanları hazır edilmeden hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 150/3, 188/1, 289/3-e maddelerine aykırı davranılması ve böylece savunma hakkının kısıtlanması,
2) Uygulamaya göre de;
a- Lehe olan Kanun belirlenmesine ilişkin olan 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” hükmü, 23.02.1938 gün ve 23/9 sayılı İ.B.K. ve öğretide bu konuda belirlenen görüşler birlikte değerlendirildiğinde, maddi olaya suç tarihindeki kanunlar ile sonradan yürürlüğe giren kanunlar hiçbir hüküm karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanması ve uygulama sonucu ortaya çıkan sonuçların birbiri ile karşılaştırılması gerekmektedir. Bu nedenle kesinleşen bir hükümde uyarlama yapılabilmesi için sonradan yürürlüğe giren kanunun kesinleşen hükme göre lehe sonuçlar doğurması zorunludur. Hatta eski ve yeni kanunların ayrı ayrı uygulanması sonucunda tamamen aynı cezaya hükmedilmesi gerekiyorsa yine uyarlama yapılmasına gerek olmayacaktır.
Yeni kanun lehe sonuç doğuruyorsa 5271 sayılı CMK’ye göre hüküm kurulması,
Yeni kanun lehe sonuç doğurmuyorsa uyarlama davasının reddine karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca;
Sanıklar ... ve ... hakkında 27.07.1999 günlü ve 1999/358 nolu iddianame ile 765 sayılı TCK’nin 499, 456/2, 31, 33 ve 40. maddeleri uyarınca açılan kamu davasında, yargılamayı yürüten İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince (Kapatılan Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi) verilen 27.02.2002 günlü ve 1999/250 Esas, 2002/52 Karar sayılı kararda; sanıklar ... ve ...’ın yağma suçundan 765 sayılı TCK’nin 495/1, 59,31 ve 33. maddeleri gereğince 8 yıl 4 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına (Sanık ...’ın cezasının 765 sayılı TCK’nin 81/2-3. maddeleri gereğince artırılarak 8 yıl 4 ay 1 gün ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına); sanık ...’ın 765 sayılı TCK’nin 456/2, 59, 81/1-3. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay 1 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği,
Hükümlüler ve vekaletnameyle görevlendirdikleri Av. ......"ın yüzüne karşı tefhim olunan Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/250 Esas-2002/52 ve 27.02.2002 günlü kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
Sanıkların ticari taksiye bindirerek boş bir binaya götürdükleri mağduru, sanık ... tarafından dövüldükten sonra cep telefonu ve parasını yağmalamaları olayında, sanıklar ... ve ...’ın yağma eylemlerinin 765 TCK"nin 499. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesindeki; hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nin 149/1-c, d, 109/2, 3-b; sanık ...’ın yaralama eyleminin 765 sayılı TCK’nin 456/2; 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 87/3; maddelerindeki suçları oluşturduğu halde, 27.02.2002 günlü ve 1999/250 Esas, 2002/52 sayılı karardaki uygulamanın hükümlüler ... ve ..."ın lehine olduğunun anlaşılması karşısında, uyarlama davasının reddi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksama yaratacak şekilde hüküm kurulması,
b-01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlarda 5237 sayılı TCK’nin lehe kabulü ile yapılan uygulamalarda, aynı Kanunun 58. maddesinde yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlüler ... ve ... ile savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 19.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.