11. Ceza Dairesi 2017/12530 E. , 2020/6474 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ...’ün yokluğunda verilen hükmün,17.09.2013 tarihinde talimat yoluyla alınan sorgusunda bildirdiği, “ .... Mahallesi 1388 sokak 18/1 ....Ankara” adresine 26/06/2014 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, ancak 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesindeki ‘‘....Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır...” ve muhatabın adresinde bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin birinci fıkrasındaki “...muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükümlerine aykırı olarak ihbarnamenin adresteki binanın kapısına yapıştırılmadan ve keyfiyetin muhataba duyurmasını, mümkünse en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekirken bu işlemler yapılmaksızın tebliğ işlemelerinin tamamlandığı bu suretle tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş olup sanık ..."ün 19.12.2015 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 11.04.2013 gün, 2013/6051 Esas sayılı iddianamesinde “şüphelilerin tekrar harekete geçerek ..."nin hürriyetini de tahdit ederek Konya ..... Noterliğine getirdikleri, her ne kadar burada yine ... ve ..."in şahitliğinde yeniden ..."ye vekaletname çıkarttıkları, bu vekaletnamenin şekil olarak ... elinden çıksa da şüphelilerin Pakize"nin hürriyetini tahdit edip baskı altında bu vekaletnameyi çıkarttıkları ve sahte sayılması gerekeceği….” şeklinde atılı suçu işledikleri iddia olunması karşısında, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların baskı ve korku altında katılanın hürriyetini de tahdit etmek suretiyle sahte vekaletname düzenlettirmekten ibaret eylemlerinin subutu halinde yağma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz talepleri bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.