18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9809 Karar No: 2016/5643 Karar Tarihi: 05.04.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9809 Esas 2016/5643 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava dilekçesinde, davacının \"...\" adlı çocuğun gerçek babasının davalı olduğunu iddia ederek soybağının reddine karar verilmesi istenilmiş, ancak mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Temyiz sonucunda, mahkemenin eksik hasımla yargılama yaparak davanın reddine karar verdiğine karar verilmiş ve hükmün bozulması kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesi (Kocanın doğum ve babalığını reddetme davası açma süresi), ve 426. maddesi (Vesayet makamı tarafından temsilci atanması) gösterilmiştir.
18. Hukuk Dairesi 2015/9809 E. , 2016/5643 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Dava dilekçesinde, soybağının reddine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı ... ile evliliği devam ederken fiilen ayrı yaşadıkları dönemde 09/03/2001 tarihinde doğan ..."ın davacının nüfusuna yazıldığını, ...’ın gerçek babasının davacı olmadığını ileri sürerek soybağının reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 289. maddesinde; “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar."", 426. maddesinde ise “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar: Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa. “ hükümlerine yer verilmiştir. Olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Somut olayda, davacı baba tarafından açılan davada ...’ın gerçek babasının davacı olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşıldığından; yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemece İsmail"e kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik hasımla yargılama yapılarak davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.