12. Ceza Dairesi 2017/4308 E. , 2020/779 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle yaralama
Hüküm :TCK’nın 89/1, 89/2-b-e, 62, 52/2-4, 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi ile birlikte 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin de uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
Olay günü saat 16.00 sıralarında sanık sürücünün sevk ve idaresindeki kamyonetle sokak üzerinde seyri sırasında olay yerine geldiğinde yola giren yayaya çarpması sonucu mağdur yayanın hayat fonksiyonlarına ağır (4) derecede etkili kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına tali kusurlu olarak neden olduğu olayda, mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın kusurlu olmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, CMK"nın 231. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin, katılan vekilinin hapis cezasına hükmedilmesi gerektiğine, ceza miktarına, mağdurun kalıcı olarak epilepsi hastası olduğuna, sanığın asli kusurlu olduğuna, sanığa daha ağır hapis cezası verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (b) bendinde yer alan ""suçun işlenmesinde kullanılan araçlar"" gerekçesine ve (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının birinci paragrafında yer alan “kullanılan araç, sanığın kastının ağırlığı” ibarelerinin hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.