22. Hukuk Dairesi 2017/19689 E. , 2019/7237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1. derece 4. kademeye yükselmiş devlet memuru iken davalı ... Ajansında muhasebe yetkilisi olarak 15.01.2009 tarihinde 2.000,00 TL ücret ile çalışmaya başladığını, 2011 yılında 250,00 TL zam dışında ücretinde artış yapılmadığını, Kalkınma ajanslarında 15.01.2012 tarihinden sonra işe başlayan emsali olan muhasebe yetkililerinin aylık 3.000,00 ile 3.500,00 TL civarında maaş alırken müvekkili işçinin 25 yıllık kıdemine ve tecrübesine rağmen davalı kurumda yıllardır 2.250,00 TL maaş ile görevine devam ettiğini, davalı kurum tarafından Ocak 2012 ile dava açtıkları tarih arasındaki süreler içinde emsalinden daha az ödenen ücretin şimdilik 10.000,00 TL"sinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 11. maddenin yayınlanmasından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, aynı düzenlemenin 6495 sayılı Kanun ile 02.08.2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, sözkonusu düzenlemenin 15.01.2012 tarihinden sonra başlayan personeli ilgilendirdiğini, davacının daha önce çalışmaya başladığını bu sebeple davacıya uygulanamayacağını, düzenlemenin emsal kadrolarda çalışanlar için maaş yönünden üst limit getirdiğini, davacının ise eski mevzuata tabi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle ilave tediye alacağının kabulüne ilişkin karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.Somut olayda, davacı vekili; dava dilekçesinde müvekkili işçiye Kalkınma ajansında çalışan emsaline göre daha az ödeme yapıldığını ileri sürerek eksik ödenen ücret alacağını talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının emsali kamu görevlisinin aldığı ücret davacı yönünden tatbik edilerek dava tarihine kadar olan eksik ücret alacağı hesaplanmıştır. Mahkeme gerekçesinde ise davacının talebi ile ilgili olmayan ilave tediye alacağından bahsedilerek bu alacağın kabulüne ilişkin hatalı şekilde hüküm kurulmuştur. Bu sebeple davacı talebi ile mahkemenin kısa kararı, gerekçesi, hükmü arasında çelişki oluşmuştur. “Gerekçeli karar hakkı”adil yargılanma hakkının temel bir unsuru olarak kabul edilirse; bir yargı kararının gerekçesiz olması adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturacağı gibi yetersiz bir gerekçe de aynı sonucu doğurabilecektir.Hatalı gerekçe, kısa karar, ve hüküm sebebi ile kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.