(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/2734 E. , 2021/4002 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., İli Merkez İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen, davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki hüküm, Dairemizin 06.11.2018 tarih ve 2016/3648 Esas, 2018/6434 Karar sayılı ilamı ile, “Mahkemece, ... Köy Tüzel Kişiliğinin davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 08.01.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 11.369,05 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından yargılama giderlerine yönelik, davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, tescil davalarında yasal hasım konumunda bulunan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine vekalet ücreti dahil yargılama gideri yükletilemeyeceğinden, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davaya konu taşınmaz bölümünün hangi tarihte ve ne sebeple tescil harici bırakıldığı belirlenmemiş; ziraatçi bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaz bölümünün niteliğine, üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin şekline ve süresine ilişkin olarak yeterli değerlendirme yapılmamış, taşınmaz bölümünün devlet eliyle sulanan yerlerden olup olmadığı araştırılmamış ve ayrıca davacının aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı
olarak tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı sorulmamıştır. Öte yandan, bir taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile kullanım şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış, tek mahalli bilirkişi ve davacı tanığının katılımıyla keşif yapılmış, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları getirilerek yöntemince mahalline uygulanmamış ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmemiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmaz bölümüne ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2014 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili kurumlardan celbedilmeli, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden (senetsiz defteri) ayrı ayrı sorularak belirlenmeli, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, dava konusu taşınmaz bölümünün devlet eliyle sulanan yerlerden olup olmadığı araştırılmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, taşınmaz bölümünün tarımsal amaçlı olarak kullanılıp kullanılmadığı, varsa taşınmaz bölümü üzerinde zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsel dayanağı kayıt ve belgeler mahalli bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu belirlenmeli ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiğini açıklayan, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişinin raporunu irdeleyen ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisine, dava konusu taşınmazı gösterir ve keşfi takibe elverişli ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümü hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin kısmen veya tamamen ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine yönelik rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.