Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/17215 Esas 2013/17749 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17215
Karar No: 2013/17749
Karar Tarihi: 16.12.2013

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/17215 Esas 2013/17749 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/17215 E.  ,  2013/17749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın trafik kazasında hasarlandığını, davalının sigorta tazminatının eksik ödediğini, davalı aleyhine ...İcra Müdürlüğünün 2012/330 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, 12.070,00 TL. asıl alacak üzerinden yapılan icra takibine ve işleyen faize haksız olarak yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile 4.136,00 TL. asıl alacak için davalının vaki itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz işletilmesine, davacı lehine tazminata yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Dava, kasko sigorta sözleşmelerinden doğan tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacıya ait aracın davalı nezdinde kasko sigorta poliçeleriyle sigorta
    örtüsüne alındığı ve hasar ihbarlarının yapıldığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki çekişme, meydana gelen rizikonun dolayısıyla davalının tazminat ödeme sorumluluğunun doğup doğmadığı ve davalının prim borcunu mahsup edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından iki taksit prim borcunun ödendiği geri kalan kısmın muaccel hale geldiği ortaya çıkmıştır. Davalı vekili, davacının tazminata hak kazandığı poliçeye ilişkin olarak bakiye prim alacaklarının bulunduğunu açıklayıp, bu alacağın tazminattan mahsubu ile bakiye kısmın davacı ya ödendiğini ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak, mahkemece bakiye prim borcunun mahsubunun, sadece kaza meydana geldiği tarihe kadar olan kısım için mümkün olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden mahsuba karar verilmiştir. Kasko sigorta poliçeleri iki tarafada borç yükleyen akitlerdendir. Sözleşmenin taraflarından herhangi biri kendi edimini yerine getirmeden karşıyanın edimini yerine getirmesini bekleyemez. Somut olayda perte ayrılan araç nedeni ile sözleşme sona ereceğinden sigorta prim borcunun tamamı muaccel hale gelmiştir. Bu durumda davalı ... şirketinin, aracın piyasa rayiç bedelinden kalan prim borcunun mahsup ederek ödeme yapması doğrudur. Mahkemece karşılanmayan kasko bedeli kalmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 45,45 TL fazla alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.