17. Hukuk Dairesi 2013/18650 E. , 2013/17744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı aracın tam kusurlu sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu müvekkilinin desteği ... ve ... hayatını kaybettiğini belirterek,oğul ve eşin vefatından dolayı 450.000,00 TL tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur.
Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan delillere göre,talebin kısmen kabulü ile ... için eşi ve çocuğunun desteğini kaybetmiş olmadan dolayı 151.001,00 TL, ..."ın babasının desteğini kaybetmiş olmasından dolayı 49.871,42 TL tazminatın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece kararın temyizi kabil olmadığı gerekçesi ile talep red edilmiş, ek karar bu kezde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece 15.05.2013 tarihli ek karar ile 6100 sayılı HMK"nın 439/1 maddesi gereğince Hakem kararlarına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği gerekçesiyle davalı tarafın iptal davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de; bu karar usul ve yasaya uygun değildir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 29.6.2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme
ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur. Her ne kadar 6100 sayılı HMK"nın 439. maddesinin 1. bendinde Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usûl ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun uygulama önceliği olduğu gözetildiğinde davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 15.05.2013 tarihli ... esas ve 2013/226 karar sayılı ek kararının ortadan kaldırılması gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-)Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
a)Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücüsünün doğrultu değiştirme manevrasını yanlış yapma kuralını ihlal ettiği ve asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Aynı olaya ilişkin olarak yaralanmalı trafik kazası nedeniyle, Ceza Mahkemesinde trafik polisi bilirkişiden alınan raporda davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, yol yapım çalışması yapan şirketin ve desteğin tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Hakem heyetince alınan bilirkişi raporunda ise davalı sürücüsü % 87,5 oranında, destek ise % 12,5 oranında kusurlu bulunmuştur. Mahkemece, kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasından alınan bilirkişi raporu ile yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden alınan rapordaki kusur oranına göre belirlenen tazminata karar verilmiş olup, dosya bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir.
O halde, mahkemece, dosyanın İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile tarafların kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
b-26.08.2012 günü meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği 10 yaşındaki ... yaşamını yitirmiş, ölenin annesi olan davacı, destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat isteminde bulunmuşltur. Yerel mahkemece, davacıların manevi tazminat isteminin bir bölümü ile davacı annenin destekten yoksun kalma tazminatı istemi kabul edilmiştir.
Tazminatın kapsamı ile ilgili olarak hazırlanan ve yerel mahkemece de benimsenen bilirkişi raporunda; 10 yaşında iken yaşamını yitiren ..."ın 22 yaşından itibaren ailesine destek olabileceği varsayılmış, asgari ücret üzerinden destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamıştır. Bilirkişi raporunda ayrıca, bakım ve yetiştirme giderleri hesaplanmamıştır. Hakem heyetince bakım ve yetiştirme giderlerinin hesaplanmasına gerek görülmeyerek bilirkişi raporunda belirlenen destekten yoksun kalma tazminatının tümüne karar verilmiştir.
Kural olarak davacı ana ve baba, çocuğun bakım ve yetiştirme giderlerini sağlamakla yükümlü bulunduklarından, ölen küçüğün kazanç sağlayarak destek olabilecek duruma gelinceye kadar ona yapılması gereken bakım ve yetiştirme giderleri tasarruf edilmiş olur. Bu nedenle, ana ve babanın mal varlığında meydana gelecek olan artışın destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir. Bu durumda, küçüğün öldüğü 26.08.2012 günü ile üretken hale gelerek davacılara eylemli olarak destek olacağı 22 yaşına kadar küçük için yapılacak olası bakım ve yetiştirme giderlerinin belirlenip destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, küçüğe yapılacak bakım ve yetiştirme giderlerinin bilirkişiden alınacak ek rapor ile belirlenerek anne yönünden hesaplanan
destekten yoksun kalma tazminatından indirilerek karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 15.05.2013 tarihli ... esas ve 2013/226 karar sayılı ek kararının ortadan kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3/a-b) nolu bende açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.