4. Ceza Dairesi 2019/8555 E. , 2020/1127 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/05/2019 tarihli ve 2017/887 esas, 2019/649 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14/11/2019 gün ve 94660652-105-38-13708-2019-Kyb sayılı istemleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/12/2019 gün ve 2019/117962 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/1-b maddesinin 3. alt bendi gereğince uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında; katılan, müşteki ve sanığa soruşturma ve kovuşturma evresinde usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip uzlaştırma işlemlerinin yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/05/2019 tarihli ve 2017/887 esas, 2019/649 sayılı kararının, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/1-b maddesinin 3. alt bendi gereğince uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında; katılan, müşteki ve sanığa soruşturma ve kovuşturma evresinde usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip uzlaştırma işlemlerinin yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilen sanık ... hakkında, uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 1. fıkrasında “Hakim veya
mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
İncelenen dosyada; jandarma er olan sanık ..."ın, 07.11.2017 tarihinde çarşı izninden dönüşte, Hacılar İlçe Jandarma Komutanlığı nizamiyesinden içeri girdiği sırada alkollü olduğunun tespit edildiği, burada bekletilmekte iken alkolün de etkisiyle taşkınlık çıkartarak, üstleri olan mağdurları tehdit ettiği iddiasıyla, Askeri Ceza Kanunu"nun 82/1. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle 13.11.2017 tarihinde kamu davası açıldığı, yargılama sırasında suçun hukuki niteliğinin değişmesi ihtimaline binaen, sanığa TCK"nın 106/1-1, 43/1-2. maddeleri kapsamında ek savunma hakkı tanındığı ve kovuşturma neticesinde, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/05/2019 tarihli ve 2017/887 esas, 2019/649 sayılı kararıyla sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına verildiği, kararın, istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, yargılama aşamasında uzlaştırma işlemlerinin uygulanmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında hükmedilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine karar verilmiş ise de, sanığın adli sicil kaydındaki tekerrüre esas alınan, Espiye Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21.02.2017 tarihli, 2016/286 esas, 2017/75 karar sayılı ilamı incelendiğinde; sanığın, bahsi geçen ilama konu hırsızlık suçunu işlediği tarihte, yaşının onsekizden küçük olması nedeniyle, TCK"nın 58/5. maddesine göre tekerrür koşullarının oluşmadığı gözetilmeden kurulan, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/05/2019 tarihli ve 2017/887 esas, 2019/649 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından, belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 16/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.