1. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1198 Karar No: 2020/2928 Karar Tarihi: 22.06.2020
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/1198 Esas 2020/2928 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir tapu iptali ve tescil davasında, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğini incelemiştir. Davanın asıl ve birleştirilen kısmı için muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağı olan İçtihadı Birleştirme Kararı, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur. Dinlenen tanık beyanlarından ve dava konusu taşınmazın temlikiyle ilgili delillerden mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla temlik yapmadığı, dolayısıyla asıl ve birleştirilen davaların reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararın dayandığı kanun maddeleri: İçtihadı Birleştirme Kararı (01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı); HUMK 428. maddesi; 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi.
1. Hukuk Dairesi 2017/1198 E. , 2020/2928 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar asıl ve birleşen davada davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR Dava, asıl ve birleştirilen dava yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup; mahkemece muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1920 doğumlu mirasbırakan ..."un 05.08.2006 tarihinde öldüğü, geride kendisinden önce ölen kızları ... ve ..."tan olma davacılar..., ..., ..., ... ile kızları ..., ... ve ... ile davalı oğlu ..."in kaldığı, çekişme konusu 35 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 10.03.1986 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın çocuklarıyla ilişkilerinin iyi olduğu, ölünceye kadar davalı oğlu ile dava konusu taşınmazda beraber kaldığı, bakım ve gözetimini davalının yaptığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mirasbırakanın temliki diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapmadığı açıktır.Hal böyle olunca, mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Asıl ve birleşen davada davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.