4. Ceza Dairesi 2019/8092 E. , 2020/1126 K.
"İçtihat Metni"Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheliler ...ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/08/2018 tarihli ve 2017/162213 soruşturma, 2018/87797 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/11/2018 tarihli ve 2018/6308 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 30/09/2019 gün ve 94660652-105-06-10751-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/10/2019 gün ve 2019/95711 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
5271 sayılı Kanun"un 331/4. maddesinde yer alan "Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müştekiye 15/08/2018 tarihinde adlî tatil süresi içerisinde tebliğ edildiği ve itirazın son gününün de adlî tatile denk geldiğinin anlaşılması karşısında, anılan Kanun’un 331/4. maddesi gereğince tatilin bittiği günden itibaren 3 gün içinde verilen 05/09/2018 tarihli itiraz dilekçesinin süresinde verildiği gözetilmeden, işin esasına girmeden yazılı şekilde itirazın usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheliler ...ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/08/2018 tarihli ve 2017/162213 soruşturma, 2018/87797 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/11/2018 tarihli ve 2018/6308 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun"un 331/4. maddesinde yer alan "Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müştekiye 15/08/2018 tarihinde adlî tatil süresi içerisinde tebliğ edildiği ve itirazın son gününün de adlî tatile denk geldiğinin anlaşılması karşısında, anılan Kanun’un 331/4. maddesi gereğince tatilin bittiği günden itibaren 3 gün içinde verilen 05/09/2018 tarihli itiraz dilekçesinin süresinde verildiği gözetilmeden, işin esasına girmeden yazılı şekilde itirazın usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheliler ...ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/08/2018 tarihli ve 2017/162213 soruşturma, 2018/87797 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/11/2018 tarihli ve 2018/6308 değişik iş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK"nın 173. maddesi; "(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
CMK"nın 173. maddesinin 1. fıkrasında, suçtan zarar görenin, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, anılan karara itiraz edebileceği belirtilmiştir. Anılan Kanun"un "Tebligat Usulleri" başlıklı 37. maddesinin 1. fıkrasında, tebligatın, bu Kanunda belirtilen özel hükümler saklı kalmak koşuluyla, ilgili kanunda belirtilen hükümlere göre yapılacağı hüküm altına alınmış, yine aynı Kanun"un "Adli Tatil" başlıklı 331. maddesi, "(1) (Yeniden düzenlenen fıkra: 27/06/2013-6494 S.K./25. md) Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler. (2) Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.(3) Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar. (4) Adli tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır." biçiminde düzenlenmiştir. Süre tebellüğ ile birlikte işlemeye başlayacağından, tebligatın usulünce yapılıp yapılmadığı hususu önem arz etmektedir.
İncelenen dosyada;
Şikayetçi... tarafından, 10/10/2017 tarihli dilekçeyle, şüpheliler ...ve ... haklarında, hakaret ve tehdit suçlarını işlediklerinden bahisle şikayette bulunulduğu, soruşturma neticesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 03/08/2018 tarihli ve 2017/162213 soruşturma, 2018/87797 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, anılan kararın, adı geçen şikayetçiye 15.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi tarafından 05/09/2018 havale tarihli dilekçeyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edildiği, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 15/11/2018 tarihli ve 2018/6308 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararıyla "... kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın, 15/08/2018 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 05/09/2018"de itiraz ettiğinden..." biçimindeki gerekçeyle, süre yönünden itirazın reddine karar verildiği, şikayetçinin 06.12.2018 ve 30.05.2019 tarihli talepleri sonucunda ise mercii kararının kanun yararına bozma talebine konu edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
CMK"nın 173. maddesinin birinci fıkrasında suçtan zarar görenin, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde itirazda bulunabileceğinin belirtilmesi, yine anılan Kanun"un 331/4. maddesinde, adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği ve bu sürelerin, tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağının hüküm altına alınması karşısında, şikayetçiye kararın tebliğ edildiği 15.08.2018 ile itiraz süresinin dolduğu 30.08.2018 tarihlerinin, adli tatile rastladığı, tatilin bittiği 01.09.2018 tarihinin de yine tatil günü olan Cumartesi gününe denk geldiği, dolayısıyla tatiller sonrası ilk resmi iş günü olan 03.09.2018 Pazartesi gününden itibaren üç gün uzayan itiraz süresinin son gününün, 05.09.2018
Çarşamba günü olduğu ve bu nedenle adı geçen şikayetçinin süresi içerisinde itirazda bulunduğu gözetilip, itiraz esastan incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, şikayetçinin itirazının süresinde olmadığından bahisle reddine dair, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/11/2018 tarihli ve 2018/6308 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/11/2018 tarihli ve 2018/6308 değişik iş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 16/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.