12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13106 Karar No: 2016/16098 Karar Tarihi: 07.06.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/13106 Esas 2016/16098 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/13106 E. , 2016/16098 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Şikayetçi borçlunun, kıymet takdir raporuna itiraz ile kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Şikayetçi borçlunun icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun, şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda; örnek 6 icra emrinin tebliğ edildiği adresin diğer takip borçlusu ...... Ltd. Şti."nin adresi olup kendisine ait olmadığını, kendisinin başka bir adreste oturduğunu ve bu suretle icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, 07.10.2003 tarihli imza sirkülerinde yazılı adresin borçlunun bilinen son adresi sayılacağı ve bu adrese yapılan tebliğ işleminin de usule uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar İİK"nun 18/3. maddesi gereğince; aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi, mutlak bir yetki olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda, mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır. O halde, mahkemece, borçlunun tebliğ yapılan adresin kendisine ait olmadığı iddiası karşısında, şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra, icra emri tebliğ tarihi itibariyle tebliğ yapılan adresin borçluya ait olup olmadığı tespit edilerek şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.