17. Hukuk Dairesi 2013/1294 E. , 2013/17709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili asıl davada, müvekkillerinin çocuğu olan ... "in yolcu olarak bulunduğu, ... ın sevk ve idaresindeki aracın, davalıya trafik sigortalı araçla çarpışması sonucu vefat ettiğini belirterek davacı Ayşe için 5.000,00 TL, davacı ... için 4.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili birleştirilen davada, aynı kazaya ilişkin olarak, müvekkillerinin çocuğu olan ... "ın yolcu olarak bulunduğu, ... "ın sevk ve idaresindeki aracın, davalıya trafik sigortalı araçla çarpışması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek davacı Ümmü için 10.000,00 TL, davacı Kadir için 9.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirket tarafından davacılara ödeme yapıldığını, müteveffaların, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmeleri nedeniyle müterafik kusurlu olduklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davada, davacı ... için 10.497,42 TL’nin, davacı ... için 9.661,19 TL’nin, birleştirilen davada, davacı ... için 15.160,36 TL’nin, davacı ... için 20.148,16 TL’nin 08/01/2010’dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "Tazminat Miktarının Tayini" başlıklı 43. maddesinde; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş, "Tazminatın Tenkisi" başlıklı 44. maddesinde de; zarar gören taraf zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmış; eğer zarar kasten veya ağır bir ihmal ya da tedbirsizlikle yapılmamış ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bırakacak ise hakimin, zarar ve ziyan miktarını hakkaniyete uygun olarak indirebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, vefat eden desteklerin, yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün 1.49 promil alkollü olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece, desteklerin, alkollü olduğunu bildikleri sürücünün aracına binmeleri nedeniyle müterafik kusurlu oldukları belirtilerek aktüerya bilirkişi tarafından belirlenen tazminatlardan %30 oranında indirim yapılmıştır. Oysa, yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, anılan müterafik kusur indirimi savunması
ancak desteklerin yolcu olarak bulundukları araç işleteni tarafından ileri sürülebilir, karşı araç trafik sigortacısı olan davalının bu müterafik kusur indiriminden yararlanması mümkün değildir. Mahkemece, bu husus gözden kaçırılarak müterafik kusur indirimi ile davacılar yararına daha az tazminata hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacılar vekili ıslah dilekçesinde, ıslah ile artırılan müddeabih yönünden ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi talep ettiklerini belirtmiş olup mahkemece talep aşılarak ıslah ile artırılan kısım yönünden daha önceki bir tarihin faiz başlangıcı olarak belirlenmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 16/12/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.