23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10298 Karar No: 2016/10646 Karar Tarihi: 13.12.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10298 Esas 2016/10646 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, ticari takside dolandırıcılık suçu işlemiş ve mahkeme tarafından TCK'nın 157/1, 50, 52 maddelerine göre 7.300 TL adli para cezasına ve 1.000 TL adli para cezasına çarptırılmıştır. Mahkeme, sanığın, katılana sahte para verip sonrasında gerçek olduğuna ikna etmeye çalışarak dolandırıcılık yaptığını tespit etmiştir. Ancak, mahkeme kararı, 6763 sayılı kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı kanunun 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığını ve bunun sanık lehine olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, adli para cezasının alt sınırının mutlak surette hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği yönünde bir zorunluluk olmadığı ancak yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 50 gün olarak tayin edilmesi de bozma sebebi sayılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: TCK'nın 157/1, 50 ve 52 maddeleri, 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi, 5271 sayılı Kanunun 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi.
23. Ceza Dairesi 2015/10298 E. , 2016/10646 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 50, 52 maddeleri gereğince 7.300 TL adli para cezası ve 1.000 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay tarihinde katılanın sanığın kullanmış olduğu ticari taksiye bindiği, taksiden inerken taksi ücretini ödemek için sanığa 20 TL verdiğinde sanığın "bu para sahte" diyerek katılana yeni bir para verdiği, katılanın verdiği paranın bu para olmadığını söylemesine rağmen sanığın ısrar ederek parayı geri almaması üzerine katılanın bu kez 100 TL para verdiği, sanığın sanki 20 TL verilmiş gibi para üstü verdiği, katılanın 100 lira verdiğini söylemesine rağmen 20 TL verdiği hususunda ısrar ederek katılanın kafasını karıştırdığı, araçtan inen katılanın cebinde olması gereken 120 TL paraya baktığında bu paranın olmadığını gördüğü, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK"nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2- Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 50 gün olarak tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/12/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.