Esas No: 2016/2218
Karar No: 2021/3737
Karar Tarihi: 30.06.2021
Danıştay 10. Daire 2016/2218 Esas 2021/3737 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2218
Karar No : 2021/3737
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Komutanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Hakkari ili, … ilçesi, … Köyü sınırları içinde yer alan lağvedilmiş eski … Karakolunun bulunduğu arazi yakınlarında hayvan otlatırken mayına basması sonucu yaralanmasının idarenin gerekli önlemleri almaması, mayınlı araziyi temizlememesi nedeniyle meydana geldiği, olayda idarenin kusurunun bulunduğu ileri sürülerek, iş gücü kaybı nedeniyle 100.000,00 TL (miktar artırım dilekçesi ile 205.485,96 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 305.485,96 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, mayınlı alanın yer aldığı … Jandarma Karakol Komutanlığı hizmet binası ve üs bölgesinin 21/07/1994 tarihinde lağvedildiği, mayınlı alanın temizlenmesi için davalı idare tarafından teşebbüs edilmesine rağmen, mayın temizleme timlerinin güvenliğinin sağlanamaması nedeniyle mayınlı alanın 22 yıldır temizlenemediği, karakolun etrafına çekilen dikenli tellerin bir kısmının toprağa gömülü, bir kısmının yüzeyde olduğu, yaralanma olayının olduğu gün patlamadan sonra bile köylülere ait küçükbaş hayvanların halen arazide otlatıldığı, idarece lağvedilen Karakola girişi engelleyecek yeterli yeterli emniyet tedbirlerinin alınmadığı, dolayısıyla hizmetin kötü işlediği gözönüne alındığında, davacının mayına basarak yaralanması olayında davalı idarenin kusuru olduğu, öte yandan, çoban olarak çalışan davacının olay tarihinden önce köylülerce Karakol civarına gitmemesi konusunda uyarıldığına ilişkin ifadeler tutanak altına alındığından, olayın meydana gelmesinde davacının da %50 oranında kusuru olduğu, davacının maddi kaybının hesaplanması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında, davacının %64 oranında iş gücü kaybı olduğu dikkate alınarak, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar göz önüne alınarak bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınabilecek nitelikte görülen bilirkişi raporunda davacının maddi zararının 205.485,96 TL olarak belirlendiği, davacının %50 oranında müterafik kusurlu olduğu hususu göz önüne alınarak bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat tutarının % 50'si olan 102.742,98 TL maddi tazminat ile davacının yaralanması nedeniyle duyduğu acı ve ızdırap müterafik kusuruyla birlikte göz önüne alınarak davacıya takdiren 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 102.742,98 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu olay yerinin mayınlı bölge olduğunu bilmediği, Jandarma tarafından alınan ifadelerin usulünce alınmadığı, olay mahallinde bölgenin mayınlı olduğuna ilişkin uyarı levhası bulunmadığı ve girişi engelleyici tel örgü gibi bir tertibatın yer almadığı, Mahkemece kusura ilişkin herhangi bir rapor alınmaksızın kendiliğinden %50 kusur oranının belirlenmesinin kabul edilebilir olmadığı, yaşanan olay karşısında takdir edilen manevi tazminat tutarının çok düşük kaldığı ve yetersiz olduğu; davalı idare tarafından, hükme esasa alınan bilirkişi raporunda davacının %64 maluliyetine ilişkin raporun Devlet hastanesinden alındığı ancak maluliyet oranına ilişkin raporun Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiği, davacının bir mesleği olmadığı halde asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, idarenin tüm sorululuklarını yerine getirdiği, köylülerin mayınlı alanla ilgili bilgilendirildiği, karakolun lağvedilme tarihinden itibaren periyodik olarak yazılı ve sözlü olarak mayınlı bölge ile ilgili olarak köylülerin uyarıldığı, Mahkemece olay yerinde inceleme yapılmaksızın, girişi engelleyici tedbirlerin alınıp alınmadığı yönünden dosyada üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacının %50 kusurlu bulunmasının hatalı olduğu, davacının yaşanan olayda tam kusurlu olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından temyiz istemeleri doğrultusunda Mahkeme kararının kabule ilişkin kısımının bozulması ile davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı tarafın temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30/06/2021 tarihinde manevi tazminat yönünden oy birliğiyle, maddi tazminat yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için; ortada bir zararın bulunması, zarara sebebiyet veren işlem veya eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve zarar ile eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması şartları aranmaktadır. Bu şartlardan birinin yokluğu, kural olarak idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırır.
Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların hizmetin sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken, olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olup olmadığının, dolayısıyla olayda müterafik kusur bulunup bulunmadığının da ortaya konulması gerekmektedir. Müterafik kusur, zarara uğrayanın, zararın doğumuna veya zararın artmasına etki etmesidir. Böyle bir durumda, zarara uğrayana ve yakınlarına ödenecek tazminat miktarları müterafik kusur oranında azaltılmalıdır.
Dava, Hakkari ili, … ilçesi, … Köyü sınırları içinde yer alan lağvedilmiş eski … Karakolunun bulunduğu arazi yakınlarında davacının hayvan otlatırken mayına basması sonucu yaralanmasında idarenin gerekli önlemleri almaması, mayınlı araziyi temizlememesi nedeniyle meydana geldiği, olayda idarenin kusurunun bulunduğu ileri sürülerek, iş gücü kaybı nedeniyle 100.000,00 TL (miktar artırım dilekçesi ile 205.485,96 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 305.485,96 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu olayın gerçekleştiği mayınlı alan olan … Jandarma Karakol Komutanlığı hizmet binası ve üs bölgesinin 21/07/1994 tarihinde lağvedildiği, mayınlı alanın temizlenmesi için davalı idare tarafından teşebbüs edilmesine rağmen, mayın temizleme timlerinin güvenliğinin sağlanamaması nedeniyle mayınlı alanın 22 yıldır temizlenemediği, karakolun etrafına çekilen dikenli tellerin bir kısmının toprağa gömülü, bir kısmının yüzeyde olduğu, idarece lağvedilen Karakola girişi engelleyecek gerekli ve yeterli emniyet tedbirlerinin alınmadığı alanın mayınlı olduğuna ilişkin herhangi bir uyarı yazısı bulunmadığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde yaşanan olayda davalı idarenin hizmet kusuru karşısında geçimini çobanlık yaparak temin eden, olay günü de sürünün yönünü değiştirmek için lağvedilmiş Karakol arsasına girmek zorunda kalan davacının herhangi bir müterafik kusuru bulunmadığı gözetilerek davacı lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken davacının müterafik kusuru bulunduğunun kabulü ile kurulan Mahkeme kararının maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısımının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.