21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3503 Karar No: 2018/5868 Karar Tarihi: 02.07.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3503 Esas 2018/5868 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/3503 E. , 2018/5868 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı murisi, ...’ın, davalılardan işverene ait işyerinde 01.06.2008 tarihinde işe başladığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının murisinin 01.06.2008-18.06.2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddi ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davacının murisinin dava dışı işyerinden 05.06.2008 tarihinde çıktığı, 25.05.2008 tarihli toplantıda davalı apartmanda çalışan önceki kapıcı ...’ın işten çıkarılmasına karar verildiği, her ne kadar işi bırakıp ikamet ettiği kapıcı dairesini boşaltması için 15 gün süre verilmişse de 08.06.2008 tarihinde davalı işyerinden çıkışının yapıldığı ve tanık olarak beyanına başvurulduğunda davalı işyerinden hatırlamadığı bir ayın 25 inde işten çıkarıldığını ve davacının murisinin ertesi gün işe başladığını ifade ettiği, davacı tanıklarının da aynı yönde beyanda bulunduğu ve hatta davalı tanıklarının dahi davacının murisinin davalı işyerinden bildiriminin başladığı tarihten önce 10 haziranda işe başladığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Tüm bu deliller karşısında davacının murisinin dava dışı işyerinden çıkış tarihinden sonra 06.06.2008 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığının kabulü gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 02.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.