8. Hukuk Dairesi 2017/554 E. , 2017/2201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı tarafından 18.03.2015 tarihinde haciz ve tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi ile aylık 350,00 TL’den 2014 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ayları kira bedeli karşılığı 3.150,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 22.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 23.10.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklıya borcu bulunmadığını, davalı ile aralarında 29.08.2014 tarihli kira sözleşmesi olduğundan tahliye talep etme hakkı olmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir.
Davacı alacaklı İcra Mahkemesi"ne başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, taraflar arasında yapılan ilk kira sözleşmesinin 18.02.2009 tarihli olduğunu, bu sözleşmenin bitim tarihinin 18.02.2014 tarihi olduğunu, tarafların kira miktarı ve süresinde anlaşmaları üzerine 29.08.2014 tarihli 10 yıl süreli yeni bir kira sözleşmesi akdettiklerini, önceki döneme ilişkin kiracı ile ibralaşmadan yeniden kira sözleşmesi yapılmasının mümkün olmadığını, takip talebinde istenen aylara ilişkin, herhangi bir kira sözleşmesinin olmadığını, ilk kira sözleşmesinden kaynaklanan ve ikinci kira sözleşmesi başlangıç tarihine kadar tüm ödemelerin elden yapıldığını, müvekkilinin temerrüde düşürüldüğünün mevcut belgelere göre kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının, davanın 19.02.2014 ile 28.08.2014 tarihleri arasında ödenmeyen kira alacağına ilişkin olduğunu beyan ettiği, taraflar arasındaki ilk kira sözleşmesinin 18.02.2014 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra 29.08.2014 tarihinde aynı taşınmaza ilişkin yeni bir kira sözleşmesi düzenlendiği, iki kira sözleşmesi arasında taşınmazın tahliye edilmediği, kira ilişkisinin devam ettiği, ikinci kira sözleşmesi yapılırken sözleşmede bu ara döneme ilişkin herhangi bir ödenmemiş kira alacağından bahsedilmediği, ara dönemden sonra yapılan ikinci kira sözleşmesinde de kira alacağına ilişkin ihtirazı kayıt ileri sürülmediği, bu durumda ara döneme ilişkin kira alacağının ödendiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 18.02.2009 başlangıç tarihi ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile 29.08.2014 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Davaya dayanak takibe ilk kira sözleşmesinin bitim tarihi olan 2014 yılı Şubat ayı ile 2014 yılı Ekim ayları arasındaki kira bedelleri konu edilmiştir. 2014 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira bedellerinin süresinde ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı, önceki döneme ilişkin kiracı ile ibralaşmadan yeni kira sözleşmesinin yapılmasının mümkün olmadığını, yeni kira sözleşmesi yapılırken davacı ile ibralaştıklarını ileri sürmüş ise de, yeni tarihli yazılı kira sözleşmesi yapılmış olması önceki döneme ilişkin borçların ibra edildiği anlamına gelmez. Taraflar arasında sonradan akdedilen 29.08.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde önceki döneme ilişkin kira bedellerinin ödendiği, ya da davalı kiracının önceki döneme ilişkin kira borçlarından ibra edildiğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda davalı borçlu takip konusu kira borcunu ödediğini İİK’nun 269/c maddesinde yazılı belgelerle kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak davalı borçlu tarafından takibe konu 2014 yılı Şubat ayı ile 2014 yılı Ağustos ayına kadarki döneme ilişkin kira borcunun ödendiği İİK"nun 269/c maddesinde belirtilen belgelerden biri ile kanıtlanamadığından bu döneme ilişkin kira alacağı yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.