13. Hukuk Dairesi 2016/28428 E. , 2019/12940 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, bebekleri ...’ın 18/10/2010 tarihinde davalı hastanede normal doğumla dünyaya geldiğini, anne Kevser"in hamilelik sürecinde de aynı hastaneye muayeneye gittiğini, son aylarında yapılan muayenesinde herşeyin normal gittiği, normal doğuma engel bir durumunun bulunmadığı ve bu yöntemle doğum yapmasının en uygun yol olduğunun kendisine bildirildiğini, doğumu esnasında hastanede görevli personelin annenin karnına bastığını, bu şekilde doğumun gerçekleşmesinin sağlandığını, zor bir doğum olduğunu, doğumun ardından bebeğin muayenesi sonrasında uzman doktorun bebeğin kolunda bir problem olduğunu ancak merak edilmemesi gerektiğini ve 5-6 aya kadar geçeceğini söylediğini, akabinde bebeğin solunum güçlüğü çektiği, kanında mikrop çıktığı, bu nedenlerle yoğun bakıma alındığını ve 8 gün boyunca hastanede oyalandığını, oysa bebeğin kolunun felç olduğunu ve bu durumun kendilerinden gizlendiğini, doğumun herhangi bir aşamasında normal doğumdan sezaryene geçiş mümkün iken bu yola başvurulmamasının doğumu gerçekleştiren hastane personelinin ağır ihmalinden kaynaklandığını, bebeğin daha sonra Özel Acıbadem Hastanesinde sol kolundan ameliyat olduğunu, ameliyat öncesi yapılan tetkikinde de "bebeğin sol kolunda doğum felci olduğu ve tanı olarak doğum yaralanması" teşhisinin konulduğunu, bebeğin felç durumunun halen devam ettiğini ileri sürerek, bedensel zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak 1.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminat ile bebeğin ameliyat olması nedeniyle 20.000,00 TL tedavi giderinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılardan ... davaya cevap vermemiş, diğer davalılar ise davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, doktor hatasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacılar, davalı hastanede normal doğum ile bebekleri ...’ın doğduğunu, hastane personelinin yanlış müdahalesi sonucunda doğum sırasında bebeğin sol kolunun felç olduğunu ileri sürerek, uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini istemiş, davalılardan ... davaya cevap vermemiş, diğer davalılar ise herhangi bir kusurlarının olmadığını, omuz takılması olarak adlandırılan ve normal doğum esnasında yaşanabilen, öngörülemeyen bir komplikasyon olduğunu, bebeğin kısa bir süre sonra başka bir hastanede ameliyat edildiğini ve illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda olayın normal doğum eylemi sırasında tüm özenin gösterildiği durumlarda dahi bebeğin doğum sırasındaki manevralara bağlı olarak görülebildiği ve öngörülemeyen bir komplikasyon olarak nitelendirildiği, 21.03.2011 tarihinde yapılan ameliyatın zamanlamasının tıbben uygun olduğu, doğum eylemi sırasında oluşan bu durum nedeniyle hekim, ... personeli ve hastaneye atfı kabil bir kusur tespit edilemediği kanaatinin bildirildiği, davacı tarafından bu rapora itiraz edildiği, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan raporda davacıların itirazlarının karşılanmadığı ve bir önceki raporun tekrarı olduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece, üniversitelerin ana bilim dalı öğretim üyelerinden oluşturulacak içlerinde kadın doğum, pediatri ve ortopedi uzmanının da yer aldığı en az 3 kişiden oluşmuş bir kurul aracılığı ile davalıların hukuki konum ve sorumluluğu, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda doktor ve hastaneye kusur izafe edilip edilmeyeceğini gösteren, olay sonrası teşhis ve tedavi konusunda bir ihmalleri olup olmadığını belirleyen, davacıların itirazlarını karşılayacak nitelikte, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.