19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12020 Karar No: 2020/741 Karar Tarihi: 03.02.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/12020 Esas 2020/741 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararın temyiz edildiği belirtiliyor. Mahkeme, bir sanık hakkında beraat kararı verirken diğer sanıkların ise mahkumiyet kararı aldığını belirtiyor. Temyiz taleplerinin incelenmesi sonrası mahkumiyet kararları yerinde görülmezken beraat kararı için temyiz talepleri reddedildi. Ancak, mahkumiyet kararlarıyla ilgili olarak bazı itirazlar dile getirilmiş. İlk olarak, sanıkların cezalarında TCK'nin 61. maddesi uyarınca bir teşdit uygulandığı, ancak bu cezaların daha da artırılması gerektiği belirtilmiş. Ayrıca, gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına yol açması ve devletin egemenlik hakkını ihlal etmesi nedeniyle geçerli olan kanun maddelerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanmış. Kararda, sanıkların daha önce de aynı suçtan mahkum edildiği ve bunun da dikkate alınması gerektiği vurgulanmış. Son olarak, bir nakil aracına el konulmasına karar verilmesine rağmen kaydının hala mevcut olduğu ve hüküm kesinleşene kadar kaldırılmadığı belirtilmiş. Kanun maddeleri olarak da, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/5-10. maddeleri ile 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddelerine vurgu yapılmış.
19. Ceza Dairesi 2019/12020 E. , 2020/741 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Beraat, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararların niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; I)... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, II)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)Sanıklar hakkında belirlenen temel cezada TCK"nin 61. maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesinde değişiklik yapıldığı gözetilerek, sanıkların kaçak olarak ülkeye sokulan suça konu eşyayı ticari maksatla bulundurmak eyleminden dolayı 5607 sayılı Kanun"un 3/10. maddesindeki "Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, etil alkol metanol ve alkollü içkiler olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarısından iki katına kadar arttırılır, ancak bu fıkranın uygulanması suretiyle verilecek ceza üç yıldan az olamaz." şeklindeki düzenlemeye göre 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun 3/5-10. maddeleri ile 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddelerinin ilgili tüm hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi zorunluluğu, 2)Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; a)UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık ... hakkında 09/06/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Viranşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2014/117 Esas ve 2015/237 Karar sayılı hükmün ve 03/09/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/747 Esas ve 2013/1139 Karar sayılı hükmün, Dairemizce incelenerek 03.02.2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi ile yine sanık hakkında 31/07/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/778 Esas ve 2015/496 Karar sayılı temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün bulunduğunun anlaşılması karşısında; b)UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık ... hakkında 09/06/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Viranşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2014/117 Esas ve 2015/237 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 03.02.2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi ile yine sanık hakkında 31/07/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/778 Esas ve 2015/496 Karar sayılı temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün bulunduğunun anlaşılması karşısında; Her bir sanık için anılan davalar ile iş bu dava birleştirilerek, kesinleşmiş olan dosya ise getirtilip incelenerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve haklarında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, 3)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 4)İyi niyetli 3. şahsa ait olduğundan müsaderesine yer olmadığına karar verilen nakil aracının kayıtlarındaki şerhin hükümle birlikte kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken hüküm kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.