Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1598
Karar No: 2019/5590
Karar Tarihi: 26.11.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1598 Esas 2019/5590 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/1598 E.  ,  2019/5590 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 21/10/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/06/2016 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacılar vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 26/11/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davacılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacılar vekili, davalı ...’ün sevk ve idaresindeki aracın kontrolünü kaybederek yaya olan müvekkili ...’e çarptığını, kaza neticesinde adı geçen müvekkilinin ağır yaralandığını, diğer davacıların ise yaralananın eş ve çocukları olduğunu, davalı ... Demirci’nin aracın işleteni, diğer davalı ...’nin ise davalı ...’un işvereni olduklarını, olay nedeniyle ceza mahkemesinde yargılanan davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek oluşan maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece; tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat istemi atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ... ve ... yönünden manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, diğer davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    1-Davacıların temyiz itirazları yönünden;
    a-Davacılar ... ve ...’in temyiz itirazlarını incelenmesinde;
    6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Somut olayda, olay tarihi, olayın gelişimi, davacı ...’in yaralanma derecesi, davalının meydana gelen olaydaki kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacılar ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar ... ve ... yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle davacılar ... ve ... yararına bozulması gerekmiştir.
    b-Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Kural olarak bedensel zarar nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunma hakkı zarar görene aittir. (TBK m.56/1). Fakat 6098 sayılı TBK"nun 56/2. maddesi ile; Ağır bedensel zarar hâlinde, zarar görenin yakınlarının da manevi tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir.
    Dosya içeriğinden, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı ...’in hayati tehlike geçirdiği, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, kazaya bağlı kemik kırıkları meydana geldiği, bu kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin 6. derecede (ağır) olduğu anlaşılmaktadır.
    Şu halde, davacıların babaları olan ...’in meydana gelen trafik kazasından dolayı ağır bedensel zarara uğradığı sabit olup davacı çocuklar ..., ..., ..., ..., ..., ... yararına da uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle adı geçen davacıların manevi tazminat istemlerinin tümden reddedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    2- Davalıların temyiz itirazları yönünden;
    a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar ... ve ...’ın tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
    b-Davalı ...’nin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece, davalı ..., meydana gelen trafik kazasında davalı ...’ün işvereni olmasından dolayı sorumlu tutulmuştur.
    Somut olayda çözülmesi gereken sorun; davalı ...’nin yaralamalı trafik kazası nedeniyle doğan zarardan adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasındadır.
    Adam çalıştıranın sorumluluğu olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 66. maddesinde; ""Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür."" şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; adam çalıştıran ile zarar veren kimse arasında bir çalıştırma ilişkisi bulunması halinde TBK"nun 66.maddesi uyarınca sorumluluk söz konusu olacaktır. Bilindiği gibi adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu değil, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklenmiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir.
    Adam çalışanın sorumluluğunu düzenleyen TBK madde 66 düzenlemesinin lafzından da anlaşılacağı üzere çalışan kendisine verilen işin yürütülmesi sırasında, 3.kişilere verdiği zararlardan, istihdam eden kusursuz olarak sorumludur.
    Bir başka ifadeyle; adam çalıştıranın sorumluluğu için:
    -Zararın çalışanın kendisine verilen işin görülmesi sırasında doğmuş olması,
    -Üçüncü kişinin zararı ile çalışanın yaptığı iş arasında illiyet bağının bulunması gerekir.
    Dava konusu olay incelendiğinde; davalı ..."ün, olay günü çalışmış olduğu asansör firmasının sahibi diğer davalı ..."den alışverişe gitmek üzere emaneten almış olduğu 16 E 7671 plaka sayılı kamyonet ile Ertuğrul Caddesi istikametinden geçip Pusula Caddesi"ne girdiği, Yunuslar sitesi a blok yan tarafına geldiğinde aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek önce sol tarafta bulunan kaldırıma, sonrasında ise aracın savrulması sonucu yolun sağında yürüyen davacı ... Seven"e çarptığı anlaşılmaktadır.
    Şu halde, olayın davalı ...’ün şahsi ihtiyaçlarını karşılamak için iş yeri dışında olduğu sırada meydana geldiği, bir başka deyişle olayın çalışanın kendisine verilen işle ilgisi olmadığı gibi işin görülmesi sırasında da meydana gelmediği anlaşıldığından yukarıda anılan kanun hükmü uyarınca davalı ... Demir’in adama çalıştıran sıfatıyla sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    Yerel mahkemece, yukarıdaki açıklanan hususlar gözetilerek davalı ... yönünden davanın husumetten reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1-a-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına, (2-b) nolu bentte gösterilen nedenle ise davalı ... yararına BOZULMASINA, (2-a) nolu bentte gösterilen nedenlerle de davalılar ... ve ...’ın tüm temyiz itirazlarının reddine ve davalılardan ... yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine, davacılar ile davalı ..."den peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 26/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi