Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1662
Karar No: 2019/7226
Karar Tarihi: 14.11.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1662 Esas 2019/7226 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/1662 E.  ,  2019/7226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05/04/2017 tarih ve 2016/517-2017/636 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 12.11.2019 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkillerinin 18/08/2007 tarihinde davalı şirkete ait uçakla Kıbrıs-İstanbul arasında yolculuk yaparken, uçağın iki hava korsanı tarafından kaçırıldığını, korsanların uçağı Antalya Hava Limanı"na indirdiklerini, inişten hemen sonra pilotların motoru durdurarak pilot kabini camlarını açarak yolculardan önce uçağı terk ettiklerini, yolcu kabininin uzun süre oksijensiz kalması ve aşırı sıcak nedeniyle yolcuların dehşet ve paniğe kapıldıklarını, bazı yolcuların acil çıkış kapılarını açmaları üzerine, aşağıya atlamak suretiyle canlarını kurtarmaya çalıştıklarını, tüm bunlar meydana gelirken uçuş ekibinin yolcuların güvenliğini almaya yönelik herhangi bir gayret göstermediklerini, uçağın arka kısmında oturan müvekkillerinden ...’in kurtulmak amacıyla arka kapıdan atlaması üzerine sol kalça kemiğinin kırıldığını, halen fizik tedavisinin sürmekte olduğunu, diğer müvekkili ...’in ise yaralanmamakla beraber olaydan psikolojik olarak etkilendiğini ileri sürerek ... için 20.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi, Deniz Necatigil için ise 65.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle de davacı ... için maddi tazminat talebini 31.121,45 TL ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, terör olayı nedeniyle müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacıların ağır kusurlu olduğunu, bir kısım yolcularla birlikte kendileri karar vererek arka kapıdan atladıklarını, oysaki teröristlerin yolcuları peyder pey bıraktığını, uçak kaçırma nedeniyle kimsenin zarar görmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olayda, davalı şirkete ait uçağın Lefkoşe’den havalandıktan sonra iki hava korsanı tarafından kaçırıldığı, pilotlar tarafından yakıtın yetmeyeceği söylenerek, Antalya havaalanına uçağın indirildiği, pilotların inişten sonra kabin camlarını açarak uçağı terk ettikleri, uçakta kabin memurları ve yolcuların kaldığı, yerden emniyet güçlerinin müdahale çalışmaları sırasında uçağın havasız ve oksijensiz kalması sebebiyle bir kısım yolcuların panikle acil çıkış kapısını açarak yere atladıkları, davacılardan ...’in bu şekilde yaralandığı, ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında pilotların uçağı terk etmelerinin mümkün olduğu, sorumlu kaptan pilotun TSHK"nın 100. maddesinin kendisine tanıdığı yetki uyarınca ikinci pilot ile birlikte uçağı terk etmelerinin, hava korsanları tarafından uçağın silah zoruyla başka bir yere sevkini engellemek amacına matuf olduğu, ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında uçağın kaçırılması halinde pilotların uçağı terk ederken ne şekilde bırakmaları gerektiği yönünde bir düzenlenmenin bulunmadığı, pilotların uçağın hava korsanları tarafından kullanılmasını engellemek maksadı ile motorların çalışmasını sağlayan APU"yu devre dışı bırakırken klima sistemini çalıştıran elektrik sistemini çalışır halde bırakmalarının teknik olarak mümkün olmadığı, davacıların uçağın arka kapısından atladıkları esnada uçağın ön kapısında bulunan kabin ekibinin yaşanan izdiham ve tehdit sebebiyle arka kapıya ulaşmalarının mümkün olmadığı, elektrik sistemi çalışmadığından tahliye kızağının ne şekilde açılacağı bilgisinin de uçak içi anons sistemi yardımıyla yolculara aktarılmadığı, davacıların güvenlik talimatlarına riayet etmeksizin ve herhangi bir talimat beklemeksizin açılan arka kapıdan kendi iradeleri ile atlamak suretiyle TSHK"nın 104. maddesine aykırı hareket ettikleri, bu eylemleri nedeniyle zarara uğramalarında pilotlara ya da kabin ekibine atfedilecek herhangi bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı Yasa’nın 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
    Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir." hükmünü amirdir.
    Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK"nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
    Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK"nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmesi gerekir.
    Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK"nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
    Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, hükmün tefhim edildiği 04/10/2017 tarihli celsede, talimat cevabının geldiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı yazılı beyanda bulundukları hususları tespit edildikten sonra taraf vekillerine söz hakkı verilmiş, davacılar vekili itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınmasını istemiş, davalı vekili ise davanın reddini talep ettiğini ifade etmiştir. Mahkemece, bu beyanların ardından, davacılar vekilinin talepleri hakkında bir karar verilmeksizin, tahkikat aşamasının bittiği tefhim edilmeden, sözlü yargılamaya geçildiği bildirilmeden ve taraflara son sözleri sorulmadan karar verilmiştir.
    Yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi