Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3644
Karar No: 2020/253
Karar Tarihi: 04.02.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3644 Esas 2020/253 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/3644 E.  ,  2020/253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davacı ile davalı arasında mercimek alım satımına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeden doğan uyuşmazlık nedeniyle İngiltere’de yerleşik Hububat ve Yem Ticaret Birliği nezdinde tahkim yoluna gidildiğini, tahkim kararı ile davalının davacıya 525.658,48 ABD doları asıl alacak, bu asıl alacağa 28 Ocak 2011 tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar her üç ayda bir bileşik olarak hesap edilecek yıllık % 4 faiz ve 10.592,00 İngiliz Sterlini yargılama gideri ödemesine karar verildiğini, davalıya söz konusu hakem kararına konu borcu ödemesinin bildirilmesine karşılık davalı tarafından borcun ödenmediğini ileri sürerek, söz konusu kesinleşmiş hakem kararının tanıma ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın nisbi harca tabi olduğunu, MÖHUK’un 53. maddesi gereği, yabancı hakem kararının aslı ibraz edilmediği gibi ilamın kesinleştiğini gösteren o ülke mercilerince usulen onanmış tercümesinin de bulunmadığını, tarafların tahkim yolunu seçebilmeleri için MÖHUK’un 62/a maddesi uyarınca tahkim sözleşmesi yapmaları gerektiği, taraflar arasında tahkim sözleşmesi bulunmadığını, sözleşme olduğu iddia edilen belge tarihi olan 27.10.2010 tarihi itibariyle uygulanması gereken HUMK’un 517. maddesi gereğince tahkim sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının zorunlu olduğunu, fotokopisi sunulan ve sözleşme olduğu iddia edilen belgede davalıyı ilzam eden imza bulunmadığını, MÖHUK 62/1-ç maddesine göre davalının hakem önünde usulüne uygun temsil edilmediğini, belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacı ile davalı arasında yapılan kırmızı mercimek alım satımı sözleşmesinden doğan uyuşmazlık nedeniyle İngiltere’deki Hububat ve Yem Ticaret Birliği Tahkim Heyetinin verdiği kararın tenfizine ilişkin 5718 sayılı Yasa’da öngörülen şartların gerçekleştiği, tespit davalarının nitelikleri itibariyle eda davası niteliğinde olmayıp, tespit davası niteliğinde olduğundan maktu harca ve maktu vekalet ücretine tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Hububat ve Yem Ticaret Birliği’nin 14-582A sayılı 15.04.2014 tarihli kesinleşmiş hakem kararının tanınması ve tenfizine, maktu harç alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/3015 esas ve 2017/3958 karar sayılı ve 18/05/2017 tarihli kararı ile; "Tenfizi istenilen yabancı hakem kararı belirli bir alacağın tahsiline yönelik olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 4. maddesine göre tenfiz davası nisbi harca tabidir. O halde mahkemece tenfizi istenilen karardaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı tespit ettirilip, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek, davacı vekiline bu miktar üzerinden harcın tamamlanması konusunda kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, eksik harç ile yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından dava konusu yapılan alacağın dava tarihindeki kur karşılığının, dolayısıyla dava değerinin 1.136.356,52 TL olduğu, davacıya eksik harcın tamamlattırıldığı, somut olayda öncelikle 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararları Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Sözleşmesi hükümlerinin, ikinci sırada ise MÖHUK hükümlerinin uygulanması gerektiği, davalının sözleşmeye ve tahkim şartına itirazının bulunduğu, ancak tarafların belirtilen sözleşme kapsamında hareket ettikleri ve bu minvalde ticari ilişki içinde oldukları anlaşıldığı, bu iddianın TMK’nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiği, taraflar arasındaki sözleşmede uyuşmazlıkların çözümünde tahkim yoluyla çözüleceği hususunda hükmün yer aldığı, tahkim yargılamasının özel bir usul olduğu, bu nedenle resmi yargıda öngörülen tebligat kurallarının uygulanmayacağı tahkim yargılamasında bildirimlerin usulüne uygun olarak yapıldığının kabul edildiği, tahkim heyeti tarafından tanzim edilen belgelerden anlaşıldığından davalının tahkim davasından, hakem atanmasından ve hakem kararından haberdar edilmediğine ve savunma hakkının kısıtlandığına yönelik itirazlar da yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, Tahıl ve Yem Ticareti Birliği"nin (GAFTA) 15 Nisan 2014 tarihli 14-582A sayılı hakem kararının tanınmasına tenfizine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
    5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun"un 60-63. maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmalar kapsamında bulunmayan uyuşmazlıklarda adı geçen kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmakla birlikte, “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesi” 08.05.1991 tarih ve 3731 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olduğundan ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu sözleşme hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekli olduğundan, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarının alanı oldukça daralmıştır. Bununla beraber, Türkiye’nin New York Sözleşmesine taraf olduğu 08.05.1991 tarihinden itibaren ve bugün itibariyle, bu sözleşmeye taraf olmayan bir devlet ülkesinde verilen ve yerli olmayan hakem kararları, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarıdır. (Banu Şit, Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara 2005, sh.194)
    Öte yandan 21.06.2001 tarihinde 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) kabul edilmiş ve 05.07.2001 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Tahkim usulüne uygulanacak kuralları düzenleyen söz konusu kanunun, “amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi gereğince, yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya anılan kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklarda, MTK’nın uygulanması zorunludur. 05.07.2001 tarihinden itibaren yasa kapsamına giren uyuşmazlıklarda MTK uygulanacaktır. (“Yabancılık Unsuru Kavramı ve ICC Tahkimi” Prof. Dr. Ziya Akıncı, 6.4.2004 Milletlerarası Tahkim Semineri, Ankara 6.4.2004 sh.39.) Tahkim şartını içeren sözleşme tarihinin, MTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce olması halinde ise uyuşmazlığın söz konusu kanun kapsamına girmediği kabul edilmektedir.(Yargıtay HGK. 08.02.2012 tarih, 2011/13-658 E. - 2012/47 K.)
    Tenfizi talep edilen Tahıl ve Yem Ticaret Birliği Kurumunun (GAFTA) kararında geçerli bir tahkim sözleşmesinin mevcut olup olmadığı tartışılmış, söz konusu kararda taraflar arasındaki sözleşmenin ticari kurallar başlığı altında sözleşme ile çelişmediği hallerde GAFTA 24/86/125 ticari ve tahkim kurallarının uygulanacağunın düzenlendiği, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi bulunduğu gerekçesiyle uyuşmazlığın esası incelenerek tenfizi talep edilen karar verilmiştir.
    Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi’nin II. maddesine göre, “1.Akit devletlerden her biri, tarafların akde müstenit olan veya akdî olmayan, muayyen bir hukuk münasebetinden aralarında doğmuş veya ileride doğabilecek, hakemlik yolu ile halledilmesi mümkün bir meseleye taalluk eden ihtilafların tamamını veya bir kısmını hakeme hallettirmek üzere birbirlerine karşı taahhüde girişmelerini mutazammın yazılı anlaşmalarını muteber addeder. 2. “Yazılı anlaşma” teriminden karşılıklı olarak teati edilmiş mektup veya telgraflarda mündemiç bulunan veya taraflarca imzalanmış bir mukaveleye dercedilmiş olan bir hakem şartı veya bir hakem mukavelesi anlaşılır.” Bu hüküm uyarınca tahkim sözleşmesi yazılı olarak yapılmalıdır. Bu konuda taraflara iki olanak tanınmış olup, taraflar yapmış oldukları sözleşmeye tahkim şartı koyabilecekleri gibi ayrı bir tahkim sözleşmesi de yapabilirler.
    Bir tahkim sözleşmesinden söz edebilmek için öncelikle tarafların bu konuda birbirine uygun irade beyanında bulunmaları gerekir. New York Sözleşmenin II/2. maddesinde yazılı tahkim sözleşmesi dışında karşılıklı olarak alıp verilen mektup veya telgraf içeriğinde bulunan ya da taraflarca imzalanan sözleşmede bulunan tahkim şartı da yazılı anlaşma olarak kabul edilmiştir. Somut olayda davacı tahkim iradesini bildirmiştir. Ancak davalı taraf ise aynı iradeyi gösterdiğine ilişkin New York Sözleşmesinin II/2. maddesi kapsamında tahkim şartını kabul ettiğine dair herhangi bir irade açıklamasında bulunmamıştır. Bu durumda tarafların tahkim sözleşmesi konusunda birbirine uygun irade beyanında bulundukları kabul edilemez. Özellikle Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi’nin II. maddesinde “yazılı şekil” koşulunun öngörülmesinin temel nedenlerinden birisinin de tarafların gerçek iradelerinin somut olarak belirlenmesi ve güvenli şekilde delillendirilmesi olduğu ve bu şekilde olası ihtilaflarda tarafların hukuki güvenliklerinin sağlanmasının amaçlandığı gözetildiğinde taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesinin mevcut olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
    Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek, taraflar arasında New York Sözleşmesi’nin II. maddesine uygun yazılı bir tahkim şartı olmadığı gözetilerek MÖHUK 62/1-a uyarınca usulüne uygun tahkim sözleşmesi yapılmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında tahkim sözleşmesi bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi