Defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16506 Esas 2020/6425 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/16506
Karar No: 2020/6425
Karar Tarihi: 04.11.2020

Defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16506 Esas 2020/6425 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan açılan davada mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin yasal gereklilikler yerine getirildiği için sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Bu kararda, zarar kavramının manevi zararları da kapsamadığı belirtilerek, somut bir zararın mevcut olmadığı defter ve belge ibraz etmeme suçunda zarar koşulunun dikkate alınması gerekmeyeceği ifade edilmiştir. Ayrıca, TCK'nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği ve yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. TCK'nin 51/7. maddesinde ise ertelenen cezanın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde tamamen infaz edilebileceği belirtilmiştir. Mahkeme kararında, sanığa tebligat yapıldıktan sonra 15 günlük ibraz süresinin bitimiyle suç tarihi arasındaki farklılığın yazılmamasının yanlış olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nin 231/6-c maddesi, TCK'nin 53. ve 51/7. maddeleri ve suç tarihine ilişkin CMK'nin 321. maddesi kararda yer almaktadır.
11. Ceza Dairesi         2017/16506 E.  ,  2020/6425 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Defter ve belge gizleme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/02/2009 tarihli ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nin 231/6-c. madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan, hükmolunan cezası ertelenen ve CMK‘nin 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında, “müdahilin zararının karşılanmaması” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2- Kabule göre;
    a)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    b)5237 sayılı TCK"nin 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenilmesi halinde ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verilerek infazın kısıtlanması,
    c)Sanığa defter ve belgelerin ibrazı için tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük ibraz süresinin bitimine müteakip "23.03.2012" tarihinin, suç tarihi olarak gerekçeli karar başlığına yazılmamış olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.