3. Hukuk Dairesi 2020/4886 E. , 2020/5333 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların ..., 2.Noterliğinin 19.01.2012 tarih ve 03418 yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde Gayrımenkul satış Vaadi Sözleşmesi ile ... İlçesi ... Köyü 446,448,151,80 ve 69 numaralı parsellerde kayıtlı taşınmazlardaki hisselerini satmayı vaat ettiklerini, davalılara bu sözleşme gereğince 300.000.00 TL ödeme yaptığını, talep edilmesine rağmen taşınmazların tapuda devir edilmediğini ve taşınmazların devrinin yapılması için vekalet verilen kişilerin azledildiklerini ve davalıların sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek sözleşme kapsamında devri vaat edilen taşınmazların değerinin tespiti ile şimdilik ödenen 300.000.00 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, bedel iadesi talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK"nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK"nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda; davacı bedel iadesi talebi ile eldeki davayı açmış olup bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece kararın gerekçesinde "Davacının davasının kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ..., 446 parsel ... ... Havzası kısa mesafeli koruma alanında kaldığından ve davacının talebi bedel yönünde olmakla; ... yönünden 57.656,25 TL, ... yönünden 172.968,75 TL olmak üzere toplam 230.625,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine " karar verilmişse de, kısa kararda " 1- Davacının davasının kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ..., 446 parsel ... ... Havzası kısa mesafeli koruma alanında kaldığından ve davacının talebi bedel yönünde olmakla ... yönünden 57.656,25 TL, ... yönünden 172.968,75 TL olmak üzere toplam 230.625,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine; 2-Davalıların hisselerinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline" şeklinde çelişkili hüküm kurulduğu görülmüştür. Mahkemece, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek kısa karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına peşin alınan 985,00 tl temyiz harcının davalı ..."ya iadesine, peşin alınan 2.953,95 TL harcın davalı ..."e iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.