1. Hukuk Dairesi 2018/1210 E. , 2020/2905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın davalı ... yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescili ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babaları ...’den kalan taşınmazların intikal işlemlerini yapması için yeğeni davalı ..."ı vekil tayin ettiğini, ancak ...’ın vekalet görevini kötüye kullanarak 643 ada 45 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı babasına ve davalı amcasına bedelsiz olarak temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve geriye dönük 10 yıllık ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada taşınmazın kamulaştırılması üzerine tapu iptali ve tescili talebini HMK’nin 125. maddesi uyarınca tazminata dönüştürmüştür.
Davalılar, davacının taşınmazların bedelini mirasbırakan babaları ölmeden önce ve öldükten sonra fazlası ile aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, aşamada davalı ... ve davalı ...’ın ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davalı ... yönünden sıfat yokluğundan, diğer davalılar yönünden ise tapu iptali ve tescili isteği bakımından işlemin gerçek bir satış olduğu, ecrimisil isteği bakımından da intifadan men koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece “Dosya kapsamından ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in 28.06.1992 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ... ile davalılar ...,... ve ... isimli oğulları ile dava dışı 3 kız çocuğunun kaldığı, davalı ..."ın davalılardan ..."ın oğlu olduğu, davacının, miras bırakandan intikal eden taşınmazlara ilişkin intikal işlemlerini yapması için vekil tayin ettiği yeğeni davalı ..."ın vekalet görevini kötüye kullanarak 643 ada 45 parsel sayılı taşınmazdan kendisine isabet edecek payı diğer davalılara satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır...Somut olaya gelince; hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılması,
tarafların bildirdiği tanıkların dinlenmesi, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek iptal tescil isteği bakımından bir karar verilmesi, verilecek karar şekline göre ecrimisil isteğinin de değerlendirilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı ...’a yapılan bir devir olmadığı gerekçesiyle onun yönünden husumet yokluğundan davanın reddine diğer davalılar yönünden ise davacının vekaletnameyi intikal işlemleri için verdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 61 parsel sayılı taşınmazın geldilerinden biri olan 45 parsel sayılı taşınmazın 2/3 payının ...’a ait olduğu, ...’in 28.06.1992 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın kaldığı, ... 1. Noterliğinin 09.02.2001 tarihli ve 1713 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile ... ve ...’ın mirasbırakanlarından intikal edecek taşınmazlar için (intikal, satış vs yetkilerini içerir şekilde) ...’ın oğlu davalı ...’ı vekil tayin ettikleri, ...’ın anılan vekalet uyarınca dava konusu taşınmazdaki ...’ın 2/21 payını 30.12.2008 tarihinde davalı babası ...’a ve davalı amcası ...’a satış suretiyle temlik ettiği, yargılama devam ederken davalı ...’ın 25.03.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları ... ve ...’ın kaldığı, davalı ...’ın da 24.11.2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları ..., ... ile ...’nın kaldığı ve anılan mirasçıların davaya dahil edildiği, 61 parsel sayılı taşınmazın 11.08.2015 tarihinde kamulaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalıların savunmasında mirasbırakan ölmeden önce ve sonra davacının dava konusu taşınmazdaki payının karşılığını aldığını belirtmek suretiyle davacıya satış işlemi için bedel ödenmediğini bildirdikleri, ayrıca tanık olarak dinlenilen tarafların kardeşi olan ...’nin de ağabeyi ...’ın hep bir araya gelerek ...’ın hakkını vereceğiz dediği yönünde beyanda bulunduğu görülmekle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, vekil ile kayıt maliki olan davalıların el ve işbirliği içerisinde olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davacının bedel ve ecrimisil isteklerinin kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesi gereğince kişiliğin ölümle sona erdiği ve aynı Kanununun 599. maddesi uyarınca ölüm ile mirasçıların tereke üzerinde hak sahibi olacakları dikkate alınmaksızın mirasçılar adına değil de ölü kişiler adına hüküm kurulması da doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.