9. Hukuk Dairesi 2011/6025 E. , 2013/12303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 26.08.2002 tarihinde çalışmaya başladığını, ancak 16.08.2004 tarihinden itibaren sigortalı gösterildiğini, işine haksız yere 19.09.2008 tarihinde son verildiğini, davacıya karşı ağır kelimeler kullandığını ve işyerinden kovduğunu, daha sonra da 24.09.2008 tarihinde iş akdinin feshine ilişkin ihtarname gönderdiğini, davacının mağazada tezgahtar olarak çalıştığını, işten ayrıldığında primleriyle birlikte net 1.100 TL ücret aldığını iddia ederek, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 16.08.2004 tarihinde işe başladığını, 30.09.2008 tarihinde başlayan Ramazan bayramından 5 gün öncesinde işyerinde müvekkilinin işyerinde bulunmadığı sırada bir müşteri ile tartıştığını, saygısızlık yaptığını ve sonrasında da işyerini terk ederek gittiğini, davacının bu davranışı sonrasında iş akdinin İş Kanunu madde 25/II- d, g, ı fıkraları gereğince haklı olarak feshedildiğini, davacının da bu ihtara karşı cevap verdiğini, işyerinin hazır giyim mağazası olduğunu, özellikle dini bayramlar öncesinde satışların yoğun olduğu ve daha fazla çalışana ihtiyaç duyulduğu bir dönem olduğunu, bu dönemde hem de 4 yıldır çalışan bir elemanın sebepsiz ve haksız yere çıkarılmasının işverenin yapacağı bir eylem olmadığını, davalı tanıklarının da bu durumu beyanlarında ifade ettiklerini, tanık listelerinde olduğu halde ikiden fazla tanık dinlenemeyeceği gerekçesi ile davacının işyerinde müşteri ile tartışmasına tanıklık edecek bir başka müşterinin dinlenmemesinin de olayın anlaşılmasını ortaya çıkarmakta hukuki eksiklik yaratacağını, bu nedenle tanıklarının dinlenmesini talep ettiklerini, kesin olarak verilen ara kararın 2 tanığın dinlenmesi için tebligat çıkarılması veya hazır bulundurulmasına ilişkin olduğunu, yoksa ikiden fazla tanık için verilmiş bir ara karar olmadığını, davacı tanıklarından Seda"nın husumeti olan tanık olduğunu, diğer tanığın ise davacının kocası olduğunu savunarak tanıkları ..."in dinlenmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının iş akdinin haksız feshi nedeniyle kıdem- ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarını talep ettiği, davalının iş akdinin haklı feshini iddia etmekle birlikte, bunu kanıtlayamadığı, iş akdinin işveren tarafından herhangi bir sebep olmaksızın feshedildiğinin kabulü gerektiği, davacının kıdem – ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olduğu, çalışma süresince fazla mesai yaptığı, hafta tatillerinde çalıştığı, bu çalışmalarının karşılığının ödendiği konusunda davalı tarafça herhangi bir delil sunulmadığı, davacının yıllık izin ücreti talebinin yerinde olduğu, davalı tarafça herhangi bir yıllık izin defteri belge vs. ibraz edilmediği, davacının genel tatillerde çalıştığını ispatlayamadığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve iş mevzuatına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilince talep konusu alacaklar 10.12.2010 harç tarihli ıslah dilekçesi ile artırılmış, söz konusu ıslah dilekçesi 14.12.2010 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekili mahkemeye sunduğu 16.12.2010 havale tarihli dilekçesinin 1 numaralı bendinde süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.