Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/21557
Karar No: 2021/3697
Karar Tarihi: 30.06.2021

Danıştay 4. Daire 2016/21557 Esas 2021/3697 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/21557
Karar No : 2021/3697


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av….

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … A.Ş. İle 2000 yılında akdettiği emeklilik sigortası sözleşmesinin sonlanması üzerine tarafına ödenen anapara ve nema üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin anaparaya isabet eden 203.390,30TL' sinin ve kâr payına isabet eden tutar üzerinden kesilen verginin %10'dan fazlasının iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; sigorta şirketi tarafından, yanlış hesaplama yapıldığı gerekçesiyle yapılan kesintinin 1.244,14 TL' sinin dava açıldığı tarihten sonra davacıya iade edildiği görüldüğünden bu tutara ilişkin iade talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, davacı tarafından sigorta şirketi ile yapılan sözleşmenin 01/09/2000 tarihinde yapılması nedeniyle 4697 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca, söz konusu sözleşme kapsamında davacıya yapılan ödemeye 193 sayılı Kanun'un 4697 sayılı Kanun'la değişiklik yapılmadan önceki hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacı tarafından sigorta şirketine yapılan ödemelerin değerlendirilmesi suretiyle elde edilen kazanç ve anaparadan oluşan tutar davacıya ödenmiş olup, 193 sayılı Kanun'un 94. maddesinin sözleşme yapıldığı tarihteki haliyle, davacıya yapılan bu ödemeden gelir vergisi kesintisi yapılmasını zorunlu kılan bir düzenleme (sözleşme yapıldığı tarih itibariyle) bulunmadığından, davacıya ödenen tutardan kesinti yapılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı, ancak davacının talebinden fazlaya hüküm kurulması mümkün olmadığından, (23/10/2015 tarihinde davacıya iade edilen 1.244,14TL'de dikkate alınarak) anaparaya isabet eden gelir vergisi kesintisinin ve kâr payına isabet eden kesintinin %10'dan fazlasının davacıya iadesi gerektiği ve davacı tarafından, savunmaya cevap dilekçesinde iade edilecek vergi için faiz talep edilmişse de, dava dilekçesinde faiz talep edilmediğinden ve dava dilekçesinde talep edilmeyen bir hususun sonradan talep edilmesi mümkün olmadığından ve bu durum 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrası kapsamında da değerlendirilemeyeceğinden davacının bu talebinin incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın kabule ilişkin kısmı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılıp açılmadığının re'sen tespitinin gerektiği, dava konusu tutarın doğru hesaplanmadığı ve davacının sisteme 07/10/2001 tarihinden önce kaydolması nedeniyle kendisine ödenen tutarın en yüksek devlet memuruna ödenen tutarı kadarının istisna, bu tutarı aşan kısım ise ücret niteliğinde olduğundan yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
4697 sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1. maddesinde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce; a) Faaliyete başlamış olan emekli ve yardım sandıklarına ödenen primler ile bu sandıklardan iştirakçilerine yapılan ödemeler, b) Akdedilmiş şahıs sigorta poliçelerinin ilgili olduğu prim ve ödemeler, bakımından Gelir Vergisi Kanunu'nun 23, 25, 63, 75, 89 ve 94. maddelerinin bu Kanunla değişiklik yapılmadan önceki hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Tazminat ve Yardımlarda İstisnalar" başlıklı 25. maddesinin 3. bendinde; (4697 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişmeden önceki hali) "Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz olan emekli sandıklarınca kendilerine zat aylığı bağlananlara aylıkları dışında, kanunları veya statüleri gereğince verilen emekli, dul, yetim ve evlenme ikramiyeleri veya iade olunan mevduatı ve sürelerini doldurmamış bulunanlarla dul ve yetimlerine toptan ödenen tazminatlar ile 10 yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarının (Kamu idare ve müesseseleri ile kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumları dışında kalan tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen tazminat, yardım ve toptan yapılan ödemeler en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur. Bu mukayesede gerek muhtelif emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıklarından gerek aynı emekli sandığı ile sigorta şirketleri ve yardım sandıklarından muhtelif zamanlarda alınan ikramiye, tazminat ve toptan yapılan ödemeler topluca dikkate alınır.) istisna olduğu" hükmü bulunmaktadır.
Anılan hükümler uyarınca, 4697 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 07/10/2001 tarihinden önce akdedilmiş sigorta poliçelerinin ilgili olduğu primler ve ödemelerle ilgili olarak, 10 yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri tarafından iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarı gelir vergisinden istisna olacak, ancak sigorta şirketleri tarafından ödenen tazminat, yardım ve toptan yapılan ödemelerin, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla olması halinde aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı ile … Anonim Şirketi arasında 07/10/2001 tarihinden önce ve 01/09/2000 tarihinde imzalanan emeklilik sözleşmesi hükümleri uyarınca davacının on yıldan fazla süre ile prim ödemesi yaptığı ve 07/10/2015 tarihinde sigorta sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
Olayda, sigorta sözleşmesinin 07/10/2001 tarihinden önce düzenlenmiş olması ve on yıl süre ile prim ödemesi yapılmış olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından davacıya ödenen toplam ödeme tutarından, ödeme yapıldığı tarih itibarıyla en yüksek devlet memuruna ödenen en yüksek tazminat tutarı düşüldükten sonra kalan kısmın, davacının ücret geliri olarak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'ndaki oranlara göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Nitekim, dosyadaki belgelerden sigorta şirketi tarafından yapılan vergilendirmenin kanun hükümlerine uygun olarak yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle davacıya yapılan ödemeden gelir vergisi kesintisi yapılmasını zorunlu kılan bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle verilen Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi