MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.06.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu ... İli, ... İlçesi, 1048 parsel ve 258 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 17.06.2010 tarih, 2010/5283 Esas 2010/7501 Karar sayılı ilamı ile “ 1- ... 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın temyiz eden ... tarafından yapıldığı her ne kadar davacı tarafından kabul edilmiş ise de tapu kaydında buna ilişkin beyan bulunmaması ve tüm hissedarların yargılamaya katılmaması nedeni ile taraflar arasında ittifakın sağlandığının kabul edilemeyeceğine, bu sebeple oran kurulmamasında bir usulsüzlük bulunmamasına, 4 ve 5 parselin satış bedelinin en son alınan 04.11.2008 tarihli mirasçılık belgesi ve tapu kaydındaki paylar oranında dağıtılacağının anlaşılmasına göre 4 ve 5 parsellere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-1048 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince; taşınmaz başında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın batı sınırının zemine uymadığı, bu parsel hakkında ... tarafından kamulaştırma çalışmalarının halen devam ettiği, bu nedenle krokide mavi renkle gösterilen bölüm içinde pilon direkleri ve elektrik iletim hattının tesis edildiği, bu kısmın 1048 parsel içinden ayrılarak yeni parsel numarası ile tescilinin yapılacağı belirtilmiştir. Bu durum karşısında öncelikle tapu miktarı ile fiili durum arasında fark bulunduğu belirtildiğinden bu farklılığın kaç metrekare olduğu saptanarak tapunun düzeltilmesi için taraflara süre verilmesi gerekir. Diğer yandan bilirkişilerce taşınmaz üzerinde kamulaştırma şerhi bulunduğu belirtildiğinden var ise kamulaştırma evraklarının getirtilmesi, bilirkişilerin düzenlediği krokide mavi renkle gösterdikleri içinde pilon direkleri bulunan kısmın parselden ayrılıp ayrılamayacağı yönünden kamulaştırmanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir" gerekçesi ile dava konusu 1048 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozulmasına, 258 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden onanmasına" şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, dava konusu 1048 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu 1048 parsel sayılı taşınmaza ait güncel tapu kaydında kamulaştırma şerhinin mevcut olduğu,...Genel Müdürlüğünün 31.05.2018 tarihli cevabında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/40 Esas 2015/135 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 1048 parsel sayılı taşınmazın 200 metrekarelik kısmında...lehine kamulaştırma yapılarak mülkiyet hakkı tesis edildiği ancak kararın kesinleşmediği belirtilmiştir.
Bu nedenle mahkemece, dava konusu 1048 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kamulaştırma şerhi nedeniyle, ilgili idareden kamulaştırma işleminin devam edip etmediğinin sorulması, devam ediyorsa kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece anılan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 11.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.