17. Hukuk Dairesi 2016/4831 E. , 2019/12 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davaya konu kaza tarihi itibariyle trafik sigortası bulunmayan traktörün yaptığı kazada, davacının eşi ... öldüğünü, davacının ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını, cenaze ve defin gideri yapmak zorunda kaldığını, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 1.500,00 TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.10.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 80.392,78 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı desteği ile dava dışı ... birlikte kiralayıp işlettikleri traktörün yaptığı kazada davacı murisinin öldüğünü, davacı murisi araç işleteni olduğundan davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza tarihindeki limitlerle sınırlı biçimde ve sürücünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, SGK tarafından yapılmış ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini, hatır taşıması ve ölenin müterafik kusuru nedeniyle de tazminattan indirim yapılması gerektiğini, cenaze giderinden sorumlu olmadıklarını, ticari faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 80.392,78,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 1.000,00 TL. cenaze giderinden oluşan toplam 81.392,78 TL. maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalıya husumet yöneltilmesine yol açan trafik sigortasız traktörün malikinin dava dışı ... adlı kişi olduğu, davacı desteğinin bu traktörü işleten değişikliğine yol açacak biçimde uzun süreli olarak kiraladığına dair herhangi bir delilin bulunmadığı dikkate alındığında, davacı desteğinin araç işleteni sıfatının bulunmamasına; davacı desteğinin araç işleteni sıfatı olduğu kabul edilse dahi, davacının talebinin doğrudan kendisi üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması ve desteğin sigortasız araçta yolcu olması nedeniyle kazada bir kusurunun bulunmaması nedeniyle, davalının tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; cenaze defin giderinin trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle doğduğu gözetildiğinde, anılan zarardan da davalının sorumlu olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınının, 6098 sayılı TBK"nun 53. (818 sayılı BK"nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
TBK"nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce, destek alma hakkı olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; ölenin eşi sıfatıyla destek alan kişinin yeniden evlenmesi halinde, desteğinden yararlandığı kişinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve desteği olan eşinden dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı açıktır.
Somut olaya bakıldığında; davaya konu kazada ölen ... eşi olan davacının, ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile tazminat talep ettiği; davacının dava açılmasından önce (23.03.2013 tarihinde) yeniden evlenmiş olduğu; mahkemenin hükme esas aldığı 14.09.2015 tarihli hesap raporunda ise, davacının muhtemel bakiye ömür süresi olarak belirlenen 37 yılın tamamı için tazminat hesabı yapıldığı; mahkemenin de davacı için bu raporla hesaplanan bedeli hüküm altına aldığı görülmektedir.
Oysa, destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda ifade edilen amaç ve kapsamı; somut gerçeğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı hesaplama yapılamayacağı; destek alacaklısı davacı eşin ancak eşinin ölümü ile kendisinin yeniden evlendiği tarihe kadar tazminata hak kazanabileceği gözetilip hesaplama yapılmalıdır.
Bu durumda mahkemece; davacı için, davaya konu kaza tarihi ile davacının yeniden evlendiği tarih arasındaki süre için tazminatın hesaplanması konusunda, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md.)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davacı desteği Birol"un, dava dışı sürücünün sevk ve idaresinde bulunan traktörde yolcu olduğu, kaza anında traktörde davacı desteği ve sürücü dışında ... adlı kişinin de yolcu olarak bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı tarafın sunduğu tüm beyan dilekçelerinde, davacı desteğinin yolcu olduğu traktörün yolcu taşımaya elverişli olmadığı, bu araçta yolculuk eden davacı desteğinin zararı artırdığı ve bu hususun müterafik kusur teşkil ettiği savunulmuş olmasına rağmen; mahkeme, bu yönde herhangi bir araştırma yapmadığı gibi, kararında bu yönü gerekçelendirmemiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin 131/4. maddesinde, zirai amaçla kullanılan traktörlerin ancak römork ya da yarı römorklarında ve belirli sınırlamalar dahilinde yolcu taşınabileceği düzenlenmiş olup, anılan hükümdeki sınırlamalar dışında zirai traktörle yolcu taşınması yasaktır. Davacı desteğinin traktörde sürücünün yan tarafında yolculuk ettiği ve araç ruhsatına göre araç istiap haddinin bir kişi olduğu dikkate alınmak suretiyle, anılan biçimde yolculuk eden davacı desteğinin bu davranışının uğradığı zararın doğumu ya da artmasında etkili olup olmadığı, olayda müterafik kusurlu olup olmadığı, BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md.) uyarınca maddi tazminattan hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin hükümde irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, eksik incelemeyle, karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.